Ah Bağdat, Bağdat/Bağdat
Kalmadı dilimizdeki eski tat
Gel şu kalpteki ateşe bir bak
Alevleri göğe yükseliyor bak
Gözyaşlarıyla sulandı hurma
Beni sana ezelden bağlamışlar
Ne vakit göbek bağımı kestiler
Sanki de şah damarımı kestiler
Ama gönül bağımı kesemediler
Ben ayrılığı ilk o gün tatmıştım
Açıktır hep şefkatli kolları
Ondadır kuşların yuvaları
Ab-ı hayattır o meyveleri
Mest eder, dans etmeleri
Gece gündüz daima ayakta
Anamız aynı, babamız aynı
Allah'ımız aynı, Nebimiz aynı
Kitabımız aynı, Sünnetimiz aynı
Biz Âdemoğlu her şeyimiz aynı
Dinimiz aynı, imanımız aynı
Nazarımdaki en adaletli baba sensin
Evimiz ve ailemizin orta direği sensin
Dünyaya geliş vesilemden biri sensin
Sanki dünyada en güçlü erkek sensin
Ah yemeyip yedirdin, giymeyip giydirdin
Nasıl da çarçabuk gelip geçti, Ramazan
Arefe gelmese, anlamazdı gittiğini insan
Ne de çabucacık geliverdi, şu güzel arife
Hiç gitmeseydi, bayramın müjdecisi arife
Tâ arefeden başlanırdı bayram hazırlığına
Ah bir bilsen, kaç defa yutkundum
Ah bir bilsen, kaç kez dilimi ısırdım
Hep sabrettim o sözü söylememek için
Şeytan ile düşmanın sevinmemesi için
Ama, her insanın da bir dayanma gücü var
Ah yazdığım dilekçelerim katar oldu
Her nedense ekseri sümen altı oldu
Şu yaralı yüreğim, biraz daha soldu
O tuzu kuruları çile anlatmak zordu
Yine anlaşılmadı şu pulsuz dilekçem
Her gün geleceğini öyle ümit ederim ki
Güneşin her sabah doğacağı katiyetinde
Gidişine her seferinde öyle üzülürüm ki
Şemsin ya doğmazsa kaygısı nispetinde
01.11.2003-11:01
Her şeyi görürsün gül pembe
Benim aradıklarım var sende
Senin aradığın da var bende
Gel mutlu olalım şu dünyada
Her şeyi görürsün gül pembe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!