Bayram Demek Sürur Demek Haz Demek Şiiri ...

Müslüman demek, Allah'a ve O'nun Peygamberine her hususta teslim olup, Kur'an'ın tüm emirlerine uyan ve cümle yasaklarından da kaçan demektir ki, Allah, böyle yapan gerçek Mü'min ve Müslümanları cennetine koyacağını yüzlerce ayetinde gayet net olarak beyan ediyor Vezir bey. İşte gerçek bir Müslümanın yaptığı bu işlerin adına, amel-i salih ve takva deniyor.

Gerçek bir müslüman, ahlak kıyafet ve davranış konusunda sadece dininin meşru/güzel olarak kabul ettiği şeylere uyan ve asrın, bilhassa da batılı keferelerin modalarına uymayan kimsedir.
Yine gerçek bir Müslüman demek, Fen ve teknoloji mevzuunda, mazide olduğu gibi daima ümmete ve dünya milletlerine öncülük yapan, müsbet ilme önem veren kişi demektir.

Cübbelinin kıyafeti sünnete uygun bir kıyafet değildir. Onun kıyafeti mensubu olduğu Nakşi tarikatının benimsediği bir kıyafettir.

Mustafa Kamal, yurt müdafaasını tek başına yapmadı. Yurt müdafaasını yapan on binlerce asker ve yüzlerce subay ve onlara maddi manevi destek veren on sekiz milyon vatandaş ile beraber yaptılar.

Allah'ın kitabındaki kanunlara göre kadınlar asla horlanmazlar ve tüm makul ve fe fıtri hakları beyan edilip korunmuştur ki bunun içinde, oy kullanmak/seçme ve seçilme hakları da vardır. Gerçek Cumhuriyeti ilk defa kuran Muhammed-a.s- ve onun dört halifesidir. Onlardan sonra gelen Emeviler ve davamındaki halifeler ve de Padişahlar döneminde Kur'an'ın bu kanunlarının bir çoğu ihlal ve ihmal edilerek, yanlışlar yapılmıştır ama yine de bu idarelerde kadınlar batılıların kadınları gibi horlanmamışlardır. Bu gibi iddialar devrim yobazlarının mesnetsiz iftiralarından ibarettir.

Dört kadınla evlenme mevzusunu size daha önce de anlatmış ve bunun bir zorunluluk değil bir ruhsat olduğunu izah etmiştim ama ne yazık ki başınızda olan Kamalistlik ve lakiçilik illeti yüzünden anlatınları anlamak istemiyorsunuz ki bunun adına küfr-i inadi denilir. Ebu Leheb ve Ebu Cehil de bu illet yüzünden bu dünyadan imansız olarak gitmişlerdi. Aman dikkat!

Kur'an, Kadın ve erkek ayrımı yapmadan dini ve fenni ilimlerin tahsilini emreder ki Onun ilk ayetinin "OKU!" diye başlaması bunun en bariz delilidir.

Kur'an, kadına da erkeğe de diğer akrabalara da miras haklarını en detaylı bir şekilde açıklayarak vermiştir. Kadına okuma ve miras hakkını vermeyenler Kur'an'a uyanlar değil, yörelerindeki yanlış adetlere uyanlardır.

Resulullah, Çöle yolculuk ettiğinde kum fırtınalarından ve güneşin yakmasından kurtulmak için sarık sarmış ki bu zaten çölde yaşayanların eskiden beri yaptıkları bir şeydir yani bir adettir. Bunun dinle bir alakası yoktur.
Cübbe konusu da ne farzdır ne de sünnettir bu tarikatçıların uydurduğu bir adettir. Çünkü İslam'da kıyafetin dar olmaması, aşırı dikkat çekici olmaması, şeffaf olmaması esastır. Bir de kafirlere benzememek esastır.

ALLAH'IN SELAMI ONUN HİDAYETİNE TABİ OLANLARIN ÜZERİNE OLSUN!