Susturmayacağım içimin bestesini
Kaldırdım güzelliklerimin misafir örtüsünü
Zurna bendir kabak kemanesini
Alan gelsin yüreğimde düğün var
Ansızın konuşurken havadan sudan
Kr gibi sarılıp öpmüştü
Basacak boş yer bulamaz olduk
Ne bu dünya kaypak kaypak üstüne
Yaslayım dostum başım göğsün üstüne
Bu gam tasa taşınmaz oldu
kırmızı ayakkabıları yastığın altında uykusuz
Bayram çocuğu gibi sevinmek halidir
Durum değil haldir
Oluş değildir lâldir
Buna rağmen asırlardır esir
Titremek halidir
Derine denize atmaya gittim
Derin denizler aştı boyumu
Derine denize anlatmaya gittim
Yarin efkarı aştı boyumu
Yarim insaflı ben insafsızım
Masum çocuklardık
Gülüş yerleşme değil yapılaşmaydı yanaklarımızda
Öpücük sonradan konulmamıştı efsunluydu dudaklarımız
Dilimiz yüreğimizin saklambaç oynama yeri değildi
Gözlerimiz ondan tehtid altındaydı her sığınak çöker
Yaralı insanlar gözlerimize sığınırdı
Boyalı boyalı kadınların
Ve frak giymiş şık şık adamların arasından
Kalın mermer sûtunların
Üç merdivenle arnavut kaldırımına çıkardığı bir salon işte
Alt tarafı 365 odalı
Çok ta sevsem ince ingiliz çayını İngiliz olamam
Badem göz burma kirpik
Yanılıp bakmayasın
Yareni hançer açar od kapar
Sanıp yanmayasın
Zaman var derdine derman
Olmadı daha var mı zaman
Sıfatlarla işim yok
İsimleri hiç aklımda tutamam
Ama saçlarını unutamam
Sarıdan sarı
Uzundan uzun
Nerelerdeydik ne zamanlardı
Müzik dedi başka da bir şey demedi
Yüzü erken inen akşamımın renginde bir adam
Sustu hiç sevdadan bahsetmedi bana
Gözlerini saymazsan.
Gözümden gitmedi aslına bakarsan
O sessiz o mağrur edan
Kaderi bu mu güzelliklerin
Hep yağmalanmak
Hakkı gözünüze sokmak için çatışmamız şart mı?
Hiç sevmem adalet içinde gaflet
Ama makus talih
Peşimizi bırakır mı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!