Balıkmı, Balıkçımısın - Garib Çoban

Balık mı, Balıkçı mısın?.. - Garib Çoban

İnşa etmek için konuşmak gerekir.
Gözlerinle konuşmanın en güzel yanı.
Hiçbir zaman dilbilgisi hatası olmamasıdır.
Bakışlar mükemmel cümlelerdir.
Rahatsız edici konuşmalara hak ettiği önemi vermemişiz.
Rahatsız edici konuşmalar çoğu zaman en gerekli olanlardır.
Benim artık uyumam gerek.
Onlar ki faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler. Müminin -3)
Ben sizin gibi değilim, yoruldum artık.
Bu seferde ben senin gitmeni istiyorum, ödeştik artık.
Teheccüt vakti akıl arar, şems vakti harabat ehlinin arasında gönül bulur kendini.

Benim hakkımda o kadar yanıldın ki.
Başkalarının putları gibi davrandın.
Susa bilirim, ama şapşal ördek değilim.
Huzursuz bir ruhun kalp atışlarını anlatmaya çalıştığınızda kelimelerin ne kadar yetersiz kaldığı şaşırtıcıdır.
Her zaman toplama yapanlar, her zaman çıkarma yapanlar.
Ve her zaman ondalık sayılarla bölme yaptıranlar vardır.
En önemli hayat maçının ortasında bile hayatınızı terk edecek insanlar olduğu gibi.
Örnek olmak için bile olsa mutlu olmaya çalışmalıyız.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Küçümsendiğiniz anlarda bile yanınızda olacak insanlar da vardır.
Dengeli insanlar da var.
Hiç beklemediğiniz bir anda iniş çıkışlar yaşayanlar da.
Sormanıza gerek kalmadan size kucak açan, sığınak olan, eviniz, kulübeniz olan insanlar var.
Bir diğeri ise şikayet, yargılama, rahatsızlık ve tekrarlayan şantaj, eğer ısırırsanız diye.
Işığı yaymanın iki yolu vardır.
Ya mum olmak, ya da onu yansıtan ayna olmak.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

İnsanlar inanılmak için değil.
İncelenmek içindir.
Bir insanla karşılaştığımızda kendimize ne söylediğini değil.
Ne anlama geldiğini sormalıyız.
Verdiğimiz karşılıksız sevginin dersini verdiğimiz, aldığı dersi teheccüt vakti bize geri veriyor.
Öğretecek bir şey kalmamış olsada o seni geçmiştir adam olmuştur.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Hepimizin yaraları ve gölgeleri var.
Hepimizin vadileri ve geçitleri var.
Bu yüzden size yanınızda olacak, parçalarınızı yeniden bir araya getirmenize yardımcı olacak.
Size her zaman güzel sözler söyleyecek.
Akıntı sizi sürüklediğinde size destek olacak.
Bir koltuk değneği olacak ya da tutunacağınız bir dal olacak biriyle kalmanızı tavsiye ediyorum.
Hayal gücü ve yeteneğiyle kelimelerle oynuyor.
Bizi heyecan verici ve tutkulu, çoğu zaman şaşırtıcı sonlarla biten hikayelere doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Sen benim kalbime bak, deme!..
Kendinizi haramilerden koruyun!..
Allah'a giden yolları kesen haramiler vardır.
Kim mi bunlar?..Dünyanın sarhoş ettiği alimler.
Kalptekini ancak Allah biliyor, biz değil!..
Rabbiniz sizin kalplerinizdekini çok iyi bilir. İsrâ-25)
Rengârenk dünyada bir adam gezer.
Ne zengin ne fakir, ne mümin, ne zındık.
Hiçbir gerçeğe dalkavukluk etmez!..
Hiç bir yasayı tanımaz!..
Cesur ve üzgün, bu alacalı dünya da kimdir bu adam?…
Mümin’de şu iki özellik bulunmaz!..
Cimrilik ve kötü huy.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Arkadaşlarımın yarısı öldü.
Sana yenilerini yapacağım, dedi toprak.
Hayır, onları bana geri ver, oldukları gibi, kusurlarıyla ve her şeyleriyle, diye haykırdım.
Masamdan defterimi kim aldı ki, şiiri olmayan bir şair olayım.
Önümde bir başka bahar kadar berrak ve boş bir boşluk var?…
Damarlarım tomurcuklanıyor ve şiirlerle doluyum.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Tevekkül, gelecek için zihni yormamaktır.
Cennetlik misin değil misin.
Öğrenmek istiyorsan!..
Buyur!…
Cennetlerde ve pınar başlarında olanlar!..
1. Dünyada güzel davranırlardı.
2. Geceleri pek az uyurlardı.
3. Seher vakitlerinde istiğfar ederlerdi.
4. Mallarında, muhtaç ve yoksullar için bir hak vardı. Zâriyât: 16-19)
Yazıklar olsun yaşayan ölülere!…
Şimdi bunuda yaptın bana dediğin ne çok şey var.
Niye yaptın bana bunu!..
Hadi söyle, vazgeçtim, pes ettim , sen kazandın de!..
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Siyah tellerden oluşan bir çöp sepeti gibi sokaklar.
Dışarıdaki dizeler görünüyor.
Kar taneleri sıralayacak, tıpkı baharda olduğu gibi.
Ama çatılar soğuk ve bir geminin kaydığı büyük gri nehir.
Kış tepesi kadar büyük, biriken yıllar gibi fark edilmeden hareket ediyor, yalnızlık.
Kendime yaptıklarımla onu affetmem için hiçbir nedenim yok.
Aradığım sorunun cevabını bulmak için.
Hatırladım da ne oldu.
Sadakat ya birine doğru koşmaktır, ya birinden kaçmaktır sadakat erdem değildir aslında.
Sevgiden kör olmaktır hep kaçtığın şeye, eninde sonunda yakalanmaktır sadakat.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Yemin etmeden bir daha düşün, sadakatle başlayan her şey ihanetle biter.
Nefret etmeyi geçtim, savrulan karın dışında diz çökmüş bir sıradağları bağışlayıp beyazlattığı sevgilinin özlemine geçtim.
Camın ardından, baharın başlangıcını çözecek bir kuş sesini bekliyorum.
Ama ellerim, işim, şiirlerim paslı alacalı dünyada olmadan garip geliyor.
Ah, diğer yanımda da bunu istiyor mu?…
Belki de kendimi geliştirmeliyim.
Şems vakti ömür çatılarından dökülen kelimelere dair hiçbir kimsem yok artık.
Şiir yok.
Kuş yok.
Ve bu da başka bir hikaye.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Bu gece yıldızların arasından gelen hafif kar tanesinin sesinden onların konuşmalarını duyabiliyorum.
Ama onlarla artık yürüyemiyorum.
Teheccüt vakti ay ışığındaki yapraklarının üzerinde o beyaz yoldayım.
Ve o bunu seviyor.
Yalnız başına ya da düşlerimle süzülüyorum.
İnsan olmanın yeryüzünün yükünü terk edişi savaşlar.
Ey yeryüzü, dostlarımın sayısı sevilmeyi bekleyenlerden çoktur.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Adını gönül odamda kollarımda unutturmak istiyorum, bunun sırrı ne?..
Seni sevdikçe sevmek istiyorum.
Kalbimin atışlarını işaretleyen o şifreyi çözebilmen için sana o kadar yakın olmanı isterim ki.
Sonunda terimle derini delerek sonsuza dek kanına girmek istiyorum.
İstiyorum ki, kendimiz olalım, sana son bir okşama öğretelim bakışlarına.
Seni saralım, kör edelim putlarına, sana itaat edelim.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Gerçek sevgi, eskiden yaptığımız şeyleri yapmaya devam etmek değil.
Bunları yapan ve başka zamanlarda da yapacak olan ruhu yeniden keşfetmektir.
Seni acılarınla itikafa girip inletmek istiyorum.
Seni kırmak istiyorum, senden kurtarmak istiyorum.
Seni yok etmek istiyorum dünyalıklarından.
Böylece bilmeyesin seni sevdiğimi, böylece pes etmeyesin.
Karşılıksız sevmeyi asla unutmayın!…
Benzemek istemediğiniz kişilerin arkadaşlığından uzak durun.
Bu, duaların kabulü için tek doğru ölçüdür.
Böylece unutasın kendini, böylece son bulsun, böylece putsuz ölesin.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Putlarını sevmeyi bıraktığımız kişilerin duygularında her zaman gülünç bir şeyler vardır.
Kaybolmak istediğim tüm o kıvrımlar ve içinde yaşamak istediğim tüm o nedenler var.
Uçurumun kenarındaki deniz ve gümüş renkte parlıyor.
Teheccüt vakti yol tarifini bilenlerden değil.
Şems vakti sizin gibi yol arayanlardan isteyin.
Sen varsın ya, artık kabus görmüyorum
Onlar inancımın melek mızraklarıydı.
Ama kaybedilen şeyden daha güçlü bir şey büyüyor.
Taşın akılcı parlaklığına sahip, ay ışığına dayanıklı, umutsuzluktan daha öte.
Rüzgar kadar güçlü, bölen sokak çocukları arasından geçen.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

O bize gelmeden hiçti hiç.
Biri adımızı anıyor kimsesizler mezarlığında.
Ben tam burda duracağım, sen nerde duracaksın, putlarını korumak için.
Doğruyu söyle sen sevgiyimi, putlarını mı düşünüyorsun.
Oysa ben sadece seni düşünüyorum.
Putlarınla savaşamazsan kendini hazırlamak için savaşmalısın.
Teheccüt vakti kimin avucuna ismini yazdılarsa, önce sana gelir.
Hakkın huzurunda sen bana lazımsın diyen bir sevgilisin.
Çünkü sıra hep en son kararı vermeye gelir.
En zor ihtimal bile seni yener.
Bazen aşkı hak etmek için gitmek gerekir.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Arada masumlar var, gönlümün sokaklarında.
En çok ihanet edenlerin yan etkileri vardır.
Bazen soyunmak için sadece çiçek açan ağaca bakıp gülümsemek gerekir.
Sevdiklerimizi olduğu gibi, kusurlarıyla ve her şeyleriyle karşımıza çıkarır.
Daha asil değil, sadece oradadırlar.
Bir kere hatırladıkça bin kere unutmak istersin.
Nasıl yapacaksın gitmeden.
Şansınızı zorlayın, mutluluğunuzu kucaklayın ve risk alın.
Sizi giderken izleyenler buna alışacaklar.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Teheccüt vakti uykusuzluğumuzla birlikte yürüyüşe çıkalım mı?..
O anıların hançeri hep yeniden yaralarını kanattıkça yalnız kalırsın.
Söyle bakalım en zor olanı.
Okuyoruz.
Aşk karşılıksız sevenlerin sadakatini sınamak için verilir garib gönüllere dedi deliler şeyhi.
Ölüm gibidir sadakat bir kez çizgiyi geçtin mi, sadık kalmaz.
Ama kötülük öylemi, hep yeni başındaki putlarla gün gelir ihanet eden, sen karşılıksız sevdiğin için sadakat ister.
Sadaka gibi değildir, sadakat.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.

Kapa gözlerini adım at, dokun bana.
Şimdi benim gibi görüyorsun diyor mezarlık bekçisi.
Kendinden vazgeçenin gönlündeki Maideye şükürdür.
Düşünerek gönüllere seyahat ediyoruz.
Bir insan kızıyorsa değil, susuyorsa bitmiştir herşey.
Biz gönlümüze teheccüt vakti inen Maidenin, sahibinin şems vakti hayranıyız ve aşka aitiz.
Teheccüt vakti Kırklar meclisinde muhabbetten gıdamız var, şems vakti ölüm ölür biz ölmeyiz.
(Y.ed - Takva Elbisesi Albümü)