Elleri fesleğen kokan adam,
Uzaklara gitsen de,
kokun hala yanımda.
Ciğerlerime dolan ilk nefeste,
aldım ofesleğen kokusunu.
Fesleğen nasıl da sen di...
Kendi halinde sevecen.
Hayat kırdığında saçlarımda dolaşırdı,
fesleğen kokulu el.
Ağlardım.
Kendime dikkat etmediğimde,
yanan alnımda gezinirdi,
fesleğen kokulu el.
İyileşirdim.
Hata yaptığımda,
havada sallanırdı,
fesleğen kokulu parmak.
Bulurdum doğruyu.
Biliyor musun,sen gittiğinden beri,
Hep fesleğen ekiyorum saksılara.
Çünkü yine kırıyor hayat beni.
Yine dikkat etmiyorum kendime.
Sık sık yanıyor alnım.
Ama sakın üzülme...
Diktiğim fesleğenleri kokluyorum
uzun uzun.
İyileşiyorum.
Ha! Unutmadan
bir de,
sana layık olmaya çalışıyorum
elleri fesleğen kokan adam.
Kayıt Tarihi : 22.6.2012 11:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
BABALARIN ELLERİ Düşündüm de ,ne çok elleri vardı babaların. Ekmek getiren elleri.Saçlarımızı okşayan elleri ,zorluklar karşısında elimizden tutan elleri. Suçumuz olduğunda bizi hizaya çeken elleri.... O eller yaşam içindeki ilk kılavuzumuzdu, yol gösteren ,yön veren. O eller bazen sertdi ,nasırlıydı...Yediğimiz ekmeği taştan çıkaran. O eller bazen çaresizdi ,terliydi... Bize yetememekten... Ama o eller hep onurluydu güçlüydü....Bize helal lokma getirirken... O ellerin hakkı ödenmez. Benim babamın elleri hep fesleğen kokardı. Ha ,babam süslü ,hazır yiyen biri değildi. Babam bir çiftçiydi.Hep toprakla uğraşırdı. Fesleğen neyin nesi derseniz , bağ evimizin etrafına hep fesleğen ekerdi. Sabah kalkınca ilk işi bir dal fesleğeni kulağının arkasına sıkıştır, çalışmaya öyle başlardı. Ne zaman babama sarılsam,alın teri kokusuyla ,emek kokusuyla beraber fesleğen kokusu almam ondandı.O yüzdendi babama feleğen kokulu şiirler yazmam...

Hümeyra Hanım, bu güzel kutlamanıza öncelikle teşekkürler.
Babalar da çok şeye benzetilse de, şiirinizde elleri 'fesleğen kokulu' olarak tavsif edilmiş. Güzel de olmuş hani. Ancak babalar bir şey olabiliyorsa anneler her şeydir. Onun için 'anne' çok çok dolu bir kelime gibi geliyor bana.
Baba, güven veren, sığınılacak, gölgesinde barınılacak belki bir çınar, belki bir söğüt, belki de ne bileyim işte bir çadır serinliği ve güvenliği.
Her nasıl görülürse görülsün, baba eksikliği de çok büyük boşluklara sebep olduğuna göre 'yüce bir dağ' demek daha doğru olur.
O dağın eteklerine tutunmak, onun varlığında tepelere dönüşmek ve zirveleşmek ancak görerek olabiliyor.
Fesleğen kokulu bir parmak sallayış bile ufacık sapmaları yola sokabiliyor.
Fesleğen kokularıyla her en kendini hatırlatabiliyor.
Ne güzel Anadolu insanı.
Anneliği eksiksiz, babalığı tam.
Yıllar sonra bile unutulmayan…
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
beğeniyle okudum yazarım
dürüst sade paylaşımlar
her zaman saglam yürekten
inci gibi dizilir
ellerine saglık diyorum kutlarım
TÜM YORUMLAR (4)