Ceylan bakışlı yetim bir sevdadır dağlarda. Nur'lar içinde uyuyan avcıya aşık tek yürek belki de... En tatlı sesidir imkansız bestelerin ve aşk için alınan her nefes dağ yollarında bir seherdir. Kısa vadeli ölgün bir hayata inat, doyasıya yaşamaktır tek arzusu.
Cesurdur ceylan bakışlı sevda, bir o kadar da yalnız. Avcının ellerinde sunulan ölüme aşıktır. Kim bilir kaç sevda canını bırakmıştır namlunun ucuna... Her göz göze gelişlerinde ölümü unutur, o gözlerde kaç kişinin kendini bulduğunu düşünür yetim ceylan. Dualar eder, vuslat zamanına adar tüm sevdalı gülleri. Tek silahı suskunluktur, haykırır sessizliğiyle ve onulmaz dertlere vurulur gönülden.
Kaçsa gidemez, gitse de bitemez bir sevdadır yürekte. Tatlı huzuruyla ne düşler emzirir ürperten karanlıklarda. Uzun düş seferlerine çıkarken gönül, gözlerinde kalan umutlarıyla uyur ceylan her gece. Usul usul güller kanar her nefeste ve imkansız bir dilek gerçek olur. Ceylanın gözlerinde bir kız vardır. Ay düşen saçları geceye uzanır. Ciğerine dolan sevda ve bedenindeki ruh yetim ceylandır. Lakin güzel bir kıza dönüşmüştür bedeni. Sabah uyandığında şaşırmıştır, ceylan bakışlı nazende bir sevda olur ve rüzgara bırakır özlemli saçlarını.
Harflerim Sessiz Yokluğunda
Dönülmez olsa da gittiğim yollar, sonum kötüye varsa da tutma sahipsiz ellerimi… Çıplak ayaklarımı denize, sevdalı gözlerimi ufuklara gömdüm… Aldım emanet yüreğimi yola koyuldum…
İçimi dökmesem de anla halimi… Ağlamaklı vazgeçilmez bekleyişlerim olsa da koynumda, kaldırma üzerimden geceyi… Gözlerinin yıldızlarına tutundu yarınsız umutların gecesinde yüreğim… Düşme karanlıklara, sende gerçeklerime tutun hadi..
“Nemli gözlerinle bakma düşlerine anne
Minik ellerimin huzurunda
Yaslı gecelerden sessizce gülümse
Bil ki o tatlı gülüşün melekleri kıskandırır anne”
“Matemli sabahları silmem gerek saçlarının sarısıyla
Dokunma sonbaharıma adın aşk senin, çiçekli dallara yakışırsın. Kıpırtılı, renkli ufuklara yakışır gözlerin. Küskün “güz”lerime geç kalan, sevdalı sözlerini salma üzerime... Mahkum olma hesap soran gözlerime, dumanlı yarınlarda bugünü sorma bana sevgili. Geçmişin acılarından hızla kurtul yalvarırım… Saçlarımda gece, gözlerimde denizlerinin mehtabı, yüreğimse paramparça... Ama üzülme, güneş doğar elbet sevda mağduru olsa da yürek.
Bazen öksüz bir martı olur yürek sevdalı bir vapurun gölgesinde. Hiçlik sarılır bağrıma, üşürüm, ulu orta düşersin aklıma. Geçmişe gömdüğün yüreğinle yaşayamazsın günü, sevdayla kandırma kendini, dünü sorma sakın incinirim. Bırak sorgusuz sancılar bende kalsın. Satırlarca yankılansın fırtınalı aşkların bırak, belli mi olur en son satırda sıra bana da gelir sevgili. Sevdaya kanayan yıldızlarıma uzanır ellerin bir gün kim bilir... Şimdilik özlemin yazılsın avuçlarıma, düşlerim savrulsun rüzgarda… Sevmek suç nasılsa, bırak sevgili. Benim olacağın yarınlar gelecektir elbet…
Aşkın ortasından geçip yanmayan var mıdır ben gibi, söyle. Sen, yaşanmayan bir ömür gibi akıp giderken avuçlarımdan… İzlemek peşin sıra düşlerini, yüreğindeki yaşanmış ve bitmemiş sevdalara yenilmek. Kızma sakın yakamadığın aşk ateşime. Hesabı sorulacak kadar işlediğin yüreğimle, mağlubum ben sevdana. Olsun be olsun, yorma sen aşklarını, usta bir yüreğe yenilmek de güzel.
Yüzüm eskiyor damla damla çoğalan hasretinle, kapında kahrediyorum günlerce gecelerce… Karanlığın solmuş perdeleri iniyor, kısalan günlerimin azalan umutlarına. Kimsesiz bir siyahı evlat edindim nicedir. Bundadır sesi olmayan karanlık günlerimin suskun nağmeleri. Canıma kasteden bu hazan hep yokluğunun eseri.
İnadına sevda yollarında, ışıl ışıl cenneti taşıyorum gözlerimde. Sokak sokak, kapı kapı tatlı sözlerini arıyorum yar. Bir yudum suda dinleniyorum yoruldukça. Her yudumda, çiçekli gökkuşağını gördükçe ağlıyor siyahım. Durgun göz yaşlarıma ay düşüyor yar, yorgun güzelliğimle gülümsüyorum şiirlerde. Derin hüzünlerde boğulsam da sensiz, her şey olurum dizelerinde…
Yağmur, rüzgar ve sonbahar ben değil miyim ki… Hepsi hatırlatmaz mı beni söyle. Benim gözyaşım değil mi her damla, bağrına dolan her yönsüz esinti, dökülen her kuru yaprak ellerim değil mi… Zamansız mekansız her yerde ölümsüz olmak sunuldu gülüşlerimle, kabul et. Avuç içlerine kondu teklifsiz masum bir öpücük.
“Bedenime kefen biçti ellerin de
Ben yine de kıyamadım.
Dokunuşlarına öldüm sevgili.
Kırpma gözünü sen de acıma bana
Sevdaların pınarına kandırma yüreğimi
Ve sorma bana sevda hayatın neresinde diye
İçler acısı bir özlemle büyür sisli göllerde nilüfer… Solgun gölgelerde ağlıyormuşcasına salınır renk renk hüzün kokan gözyaşlarına… Aşk Leyla’ya nasıl yakışırsa, özlemek de bir o kadar yakışır mahzun yapraklarına. Gönülden severek, hasretleri bitirerek, acıları tümden silerek bırakır gönlünü çiğ damlalarının suskunluğuna... Bundandır mütemadiyen kendime benzetişim.
Ay, suların göğsünü öperken her gece bahar gibi kanar gülüşüm. Hüzünlü bakışımdır koynundaki vebal. Sular çekilir, hicrana dalar balıklar, gecenin yareleri sızlarken ömre bedel anlarda günaha girer nazlar. Bir perde çekilir geçmişe, ufukta gün solar, ellerimde siyah güller kanar.
Bal rengi gözlerimde sevdalı besteler ağlar. Düşlerin en derinine dalar gözlerim, deli kız türküleri yakarım nedensiz. Oysa sevda çağını kapattım çoktan, bir bahardır gönlüm. Nam-ı diğer güz. Sense umudumun gönül serveri… Uzatsam, tutar mısın elimi… Ellerinin birikmiş sıcağında kırmızıya çalar güllerim, hüzün gözlerinin sırrıyla yanar yüreğim.
Kirpiklerinden akan sevda düşleri
Güneşi ekerken koynuna
Gecelerin hançeri saplanır bağrına
Kessen sevinçleri, kanı akmaz
Deli kız türkülerimin sancısında
Ayağa kalktı ruhum
Gittiğin kapıya abandı
Tonlarca yokoluş omuzlarımda
Yorgun, argın şiirlerle yalnızlığıma sesleniyorum her gece. Göğsümde bir sıkıntı büyütüyorum hüzün mavisinde… Sustukça sus’uyorum ve susadıkça sana yazıyorum. Uykularımı böldüğün yerden kanıyor gecelerim duyuyor musun... Karanlık hayallerimle tutuyorum ellerinin mevsimsizliğini. Her sabah yalnız uyanıyorum, sessizce ağlıyorum, hala yaşıyorum neden… Uğruna verilmemiş bir can ne işe yarar bu bedende…
Güneşin acı çığlığı ile açıyorum gözlerimi. Yüzümü yıkıyor hayalin, sonbaharın en hazin yağmuruyla aynada sana bakıyor gözyaşlarım. Sen yaralı anıların tozunda toprağında oyalanırken, hasretinle yakarım yüreğimi yar… Penceremden rüzgarla gelir ellerin, aynı acı ile dağlanırken yüreğimiz, sensiz üşürüm yangınlarda… Adım adım gül kokan göğsüne yürürüm. Yağmurunda ıslanırken, hasretimle ıpıslak kollarını açıp beni sardığını düşünürüm. Suskunluğumda seslenirken her köşe başında seni beklerim.
Her gün yeni baştan, şarkıların hüzün makamına uzanırım, şehrimin sensiz sokaklarında özlemli duvarlara yaslanırım. Kirpiklerimin gölgesinde minik bir umut iç çekerek ağlar. Her gün batımı canıma kasteden düşlerim kanatır gecelerimi. Tedirginim karanlıklarda, anlamsız bir hayatın içinde tek sığınağımsın benim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!