Uzun zaman sonra, ilk kez dertleştik seninle,
Yudumlanan çay ve sigara eşliğinde.
Tam dertleşme denemezdi aslında,
İçimde gizlenen acılarımı anlatamadım sana,
Üzülmeyesin diye.
Sadece üzülmeyesin diye mutlu görünmeye çalıştım,
Gözlerinden damlayan sevgi,
Çiy tanesi saflığında düştü,
Ruhumun kelebek kanadına,
Uçup giderken içinde hayatın,
Sevgin kal dedi bakışlarındaki aşkla...
Duyuyor musun?
Gökyüzünde uçan martıların
Kanat çırpışında geldim sana,
Anlıyor musun?
Meltem serinliğinde
Sonsuzluğa açılan pencerede,
Gözlerimde son perde,
Işığım sönmeden bu bedende,
Söylenecek sözlerim var geleceğe,
Dudaklarımda son hece,
Masal perisinden bir mucize
Damla damla yağıyor yüreğimin yağmurları,
Saçaklarından ruhuma işliyor ağır ağır,
Sensizliğin dili suskun,
Yaralı bir yavru misali acıtıyor yokluğun,
Sızlatıyor kalbimi...
Sen niyetine dağlıyorum yüreğimin kanayan yaralarını,
Bu karanlık ve gece
Tek başına gökte ay
Tek başına yıldızlar
Tek başına yaşanmamış aşklar
O yüzden uzak sevdalar
Tenimde ürperen dağ esintisiydin aşkım.
Yüzümü güldüren,
Yemyeşil vadileriydin ruhumun,
Sen gülümserken,
Katmer katmer çiçekleri açardı gönlümün,
Sen giderken,
Bırak dursun zaman
Solsun dalında günler
Yokluluğunda savrulsun hayallerin düşü
Bir damla su kıraç toprakta
Kalpte kelebek uykusu
Bekler doğumu ipeksi dokunuşu
Bu gece,
Kaderim dediğim zehirli pastamdan bir dilim kesip,
Can çekişen ruhumu besliyorum.
Kalbime yalnızlık kelepçelerini vurup,
Kör kuyularda kayboluyorum.
İyi ki Doğmuşum.
Sen şimdi;
Hangi mavi iklimlerin sabahına uyanmaktasın?
Hangi iklimlerin kollarında sabahla kucaklaşmaktasın
ve hangi mavi iklimlerin gözlerinde kaybolmaktasın.
Gittiğinden beri ağlamıyorum,
Dondu gözpınarlarımda gözyaşlarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!