Erken gelen güzüm,
Geç gelen baharım,
Tüm önceliklerimden önce,
Tüm sevdiklerimden özel,
Doyamadan sevdama,
Döl vurdu beni.
Kırağı düşmüş yüreğime,
Unutmuşum, erik dalının altında
Geçmişde takılı kalmışken.
Şimdi yine, çoktandır unuttuğum,
O, kahrolası üşümeler
Yitiğim, bir uçurum ucunda türkülerim.
Başımda arsız bulutlar, gözlerimde binlerce perde...
Hangi katını açsam perdenin altında dostum,
Bir eli yüreğimde...
Kıyamadığım nice canların üstünde,
Bu sana son ' yarim' deyişim,
Çıkıyorum yüreğinden ve gözlerinden.
Ben hoyrat ellere alışığım hoyrat gözlere.
Fırtınalı denizlerin kaptanıydım,
Cıvıl cıvıl gelmesin bahar,
Ya da benden uzak dursun,
Kimse atmasın kahkaha,
Ve gözleri gülmesin,
Ya da ben olmayayım oralarda.
Yüreğimin penceresi gözlerimden,
Kanat çırpardı sana doğru güvercinler,
Durdururdum...
Ben bilirdim sakin duruşundan,
İlgi sevmezliğini, bezginliğini,
Anlamlandırabildiğim ölçüde yaşamı
Dersler çıkarıyorum kendime ve varoluşa dair.
En çok kendimi önemsediğimden eminim artık.
Farkında oluşuma en belirgin ölçek,
Senin sevgine ve mutluluğuna dair yaşadıklarım.
Giysilerimdi,gözlerim
Sarar, örter gizlerdi.
Hayata karşı geliştirdiğim tek silahımdı.
Apansız sen çıktın, yıktın,
Savunmasız çırılçıplak bıraktın,
Katran karasıydı yazgılarımız,
Ağdalı bir yapışkanlıkla sürdürülen,
Görmeyi seçtiklerimizden hariç
Ne idi ki yalın gerçekler...
Doğan gün her keresinde aldattı
Kırkında başlar derler ya hep hayat
İnce alaycı gülümser
Yaşlılık avuntusu derdim.
Geldi çattı kırk yaş
Ne beklentiler tükendi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!