Dertler biriktirdim senin ardından
Tek kazancım budur, hepsi zulada
Uyur uyanırım gözyaşlarıyla
Gördüğüm rüyanın hepsi sılada
Sokak lambaları benimle söner
Bir kasırga gibi yaşadık hayatı,
Neler devrildi, neler yenilendi..
Kırıklarımız oldu bir daha birleşmeyen,
Kavgalarımız oldu bir daha barışmayan
Ve bir gün, acıların ala şafağında,
Kan kızılında bulduk kendimizi,
Sabrımın denizi taştı taşıyor
Oldukça bulandım haberin olsun
Öfkemin dalgası beni aşıyor
Kumlara bölendim haberin olsun
Kendini batırdı bütün gafların
İhbar var;
Sürmanşette gazeteler
Saat başında radyoda
Teyakkuzadır davetler
Aranır bekâr evleri
Bir puslu havada şişli
Bakın efendiler, beni dinleyin
Sonra yüzünüzü kırıştırmayın
Açıktır sözlerim, iyi anlayın
Bizi başkasıyla karıştırmayın
Güzelim memleket ne hale düştü
Bu nasıl cilvedir, bu nasıl eda
Ömürsün diyorsun gülerek bana
İspinoz kuşu mu sendeki seda
Ölürsün diyorsun gülerek bana
Bir akşam mihmanın olup da gelsem
Duyulan en güzel his senin için
Yeter ki anlatan söz olsun gülüm
Bulunmaz cihanda senin emsalin
Yeter ki görecek göz olsun gülüm
Ne zaman üzülsen bende sönerim
Derdi dert etme kendine
Gün doğmadan neler doğar
Öyle kabuğuna sinme
Gün doğmadan neler doğar
Sen duanı et her sahar
Ufukta kızıllık git gide söner
İçimde köz olur güneş batınca
Hatıralar üşür bir kışa döner
Yüreğim kuz olur güneş batınca
Gökyüzünde yalnız kuşlar dolaşır
Eski bir kitabı yakarmış gibi
Yandı hatıralar, dumanı kaldı
Başaklar boy bükmüş, kurumuş dibi
Toplandı buğdayı, samanı kaldı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!