Çocukken bana her ayakkabı alınışı bir tür aile merasimiydi. Bu geleneksel merasim, cumartesi öğleden sonraları veya tatil bitişi yatılı okula gönderilişimin bir gün öncesi olurdu,
İlk ayakkabı alınışını hatırlamıyorum. Ailece bildik bir ayakkabıcıya gider, vitrinin önüne dizilir, ayakkabılara şöyle bir göz atar, sonra içeri girerdik. Ayakkabı beğenirken benim görüşlerim sorulsa da, genelde sağlamlığın, sıhhatin önemli olduğu tercihler büyükler tarafından ön plana çıkartılırdı. Ayakkabıcı seçtiğimiz modelin ne kadar iyi olduğunu anlatır işaret parmağını bükerek parmağının kemikli kısmıyla köseleye vurup tahta sesinin çıkmasını sağlardı.
-Hocam görüyor musun ne sağlam dikiş atmış adamlar.
-Bu taban var ya, bu taban oğlanı büyüyünceye kadar idare eder
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.