Mehmet Yıldırım Katrancı 1957 Gaziantep
  AVRUPA 
Akan kan benimdir ey Avrupalı
Hariçten gazeller okuma bana
Yiğitlere ağlar Mardin Hopa”lı…
Sevir gömleğini dokuma bana
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




..............
Tarih tekerrürdür sanma unuttum?
Tanzimatla, terakkiyle, uyuttun
Ortak Pazar için ne haplar yuttum
Kopenhag”dan kriter okuma bana
...................
hain kontenjanı size amade
hanceriniz kahpelikle ziyade
hakiki bozkurtlar desin müsade
estergon'da aman okuma bana...
bıçağınız bo
Haramiye türlü bayrak açtırdın
Avcı oldun peşin sıra koşturdun
Sahte dervişleri candan coşturdun
Laiklik destanı okuma bana
Harika dizeler, gönül sesinizi en içten duygularımla kutlar, selam ve saygılarımı sunarım.+10+ant
Önemli ve sorgulandıkça Şair'e hak verilecek yaklaşımlar vardı şiirde.
Kutluyorum Efendim.
Işıkla.
Haramiye türlü bayrak açtırdın
Avcı oldun peşin sıra koşturdun
Sahte dervişleri candan coşturdun
Laiklik destanı okuma bana
duyarlı yüreğini kutlarım muhabbetle
tebrikler
saygılarımla
buda benimki
Vaveyla
Debdebeyle zülüm gülleleri yağarken arştan,
Aşmak gerek şu dağları usul usul yavaştan,
Mazhariyetle çıkmak gerek şu kansız savaştan,
Fethetmek gerek, dünyayı sevgiyle yeni baştan.
Kalpleri param parça ederken dehşet-i engiz,
Boş bulmuş da meydanı at koşturuyor şu densiz,
Ölü gibi kör dimağlar ruhsuz, bedenler hissiz,
Bre koçum! Sen ki nasıl kalırsın sedasız sesiz.
Acımadan vahşet-i kâbusla kıyarken cana,
Baksana susamış kana içiyor kana kana,
Akvam-ı beşer boyanırken kıpkızıl al kana,
Şu hazin manzarayı seyretmek düştü mü sana?
Sen de mi yüzsüz medeniyetin şatafatına,
Yoksa düştün mü zevk u sefanın, sefahatına
Aç gözünü de bir bak tipi, boran, afatına,
Bre Aslanım! Titre kendine dön Allah aşkına.
Bilal ÖZCAN
yüreğine sağlık ,kutlarım sayın katrancı kalemin daim olsun saygılar hasan karabay
iki yüzlü mü binbir surat mı desem bilemedim ama avrupalını ince hesaplarını pazara sunuşunuzu tebrik ediyorum saygıyla.
Avrupalı
AVRUPA
Akan kan benimdir ey Avrupalı
Hariçten gazeller okuma bana
Yiğitlere ağlar Mardin Hopa”lı…
Sevir gömleğini dokuma bana
Tarih tekerrürdür sanma unuttum
Tanzimat Islahat diye uyuttun
Ortak Pazar için ne haplar yuttum
Kopenhag”dan kriter okuma bana
İŞTE ŞAİR, İŞTE ŞİİR.KUTLUYORUM YILDIRIM BEY. 'BAŞKA BİÇİMDE' ADLI ŞİİRE PUAN VERMEYİ UNUTMUŞUM, BU ŞİİRİNE 100 PUAN. SELAM İLE.
SÜPERRRR ÇOK BEĞENDİM YÜREĞİNİZ DERT GÖRMESİN NİCE ESERLERE....
Bence tam yerinde bir yazım.Ah Şu Avrupalılar bir okuyup anlasalar ah, ah:Kaleminize sağlık efendim.Slm...
Kalemin daim olsun,her dizesi harika,yüreğine sağlık,tebrikler (tam puan)
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta