Yıllardır uzak bacalarda seyrederdik
bu ateşin dumanlarını
Uzak diyarlardan yükselirdi alevler
Fırtınalar uzak yüreklerde kopar
çığlıklar uzak ellerden gelirdi
Düştüğü yerleri yakıp kavuran
almadığı canları öksüz bırakan ateş
Haberlerden bir haberdi sadece
Zannettik ki Japonya’dır bu ateşin vatanı
İran’dır, Suriye’dir, Pakistan’dır
Olsa olsa en yakın
Adana’dır, Dinar’dır, Erzincan’dır
Kim, nasıl nerden bilirdi ki
Bizim de tam altımızdan
ateşten ırmakların geçtiğini
Alevden canavarların yaşadığını
ayaklarımızın altında
Ayın ve yıldızların
en parlak gecelerini yaşadıklarındaki
o gizemli anlamı…
Kim, nasıl, nerden bilebilirdi ki!
Ben nerden bilebilirdim
İlk kez kapı dibinde yattığım kanepenin
bana dokuz saat mezar olacağını…
Nasıl düşünebilirdim ki
kömür gözlü oğlumun
o incecik dudaklarıyla
yanaklarımdan iki kez öperken
İkincisinin,
dünya dudağıyla yanağıma kondurduğu
bir veda busesi olduğunu…
Ben nerden bilebilirdim ki.
Ben bilemedim
Kimsecikler bilemedi…
Ateşin randevusu Marmara
karargâhı Gölcük’müş
Hep düştüğü yerleri yakan ateş
bu kez Gölcük’e düşmüş
Aah Gölcük, Gölcük
Evlerin, yolların yıkıldı Gölcük
Kavaklı’n, sahilin yok oldu Gölcük
Geç başlamış derin uykulardan
öyle bir yer gürültüsüyle uyandık ki!
Sanki topaç gibi çevrildi dünya
Dağlar yuvarlandı devrildi dünya
Yeryüzü kaydı altımızdan
Göçtü üstümüze gökler …
Saniyeler içinde
ne olduğunu anlamadan
Ayrıldı beden kılıfından
binlerce canlar
Can pazarı...
Ne korkunç Pazar
Yıkılmış binlerce bina
binlerce canlı mezar
Aah gölcük, Gölcük
Evlerin katmer katmer yıkıldı Gölcük
O büyük kent hayalin yok oldu Gölcük
Azrail’in yalın kılıç telaşlı nefesi
damarlarımızda geziyor sanki
Öldük mü?
Ölüyoruz mu?
Neredesin?
Sağ mısın
yıllarca bir yastığa baş koyduğum?
Ne oldu?
Neler oldu saniyeler içinde?
Gel, beri gel...
Şu tuğlaya baş koyalım şimdide
Duyuyor musun çığlıkları
Ağlayanlar…
İnleyenler…
Azrail’in listesine girmek için
yalvaranlar…
“Yeteer…
Dayanamıyorum…
Al canımı Allah’ım
Al canımı Allah’ım”
Aah Gölcük Gölcük
Canların üstüne yıkıldın Gölcük
45 saniyede yok oldun Gölcük
Kaldıkları mağaranın ağzı
kocaman bir taşla kapanan
o üç genç adam gibi
Cımbızla iyilik aramaya koyulduk dağarcığımızdan
Salalar…
Ezanlar…
Dualar…
Yastık yaptığımız tuğla üstüne
iki darp bir niyet
Ve iki rekat ibadet…
Gerisi
İnnallahe ala külli şey’in kadir…
Ni’mel Mevla ve ni’men nasir
Mezardan mahşere uyanış gibiydi
enkazdan çıkışımız
Açtıkları uzun enkaz tünelinin başında bekleyenler
Üçyüz yıllık uykularından uyanan
Mağara Arkadaşlarını görmüşler gibi
tekbirler söylüyorlar
“Sübhanallah
Allahü ekber
Allahü ekber”
Bu ne tarifsiz manzara Allah’ım
Kartondan yapılmış gibi
kırılmış, çökmüş bütün binalar
Ağlıyor, hıçkırıyor, dövünüyor
gidenlerin ardından
yetim kalmış çocuklar
yüreğine evlat acısı çökmüş
yanık böğürlü babalar, analar…
Onbinlerce can gitmiş
Sen de gittin ey oğul
Saatlerce size ulaşamadık
Kör olsun gözü şu yokluğun
bir demir makasını,
beş enkazda ortak kullandık
Ama sen yüreğimin parçası
O çok arzuladığın şerbeti
çoktan içmiştin
Özlediğin cennet uğruna
anadan, babadan
fani dünyadan
çoktan geçmiştin
Dert bizim şimdi
çile bizim, yük bizim
Ateş öyle bir düştü ki yüreklerimize
alevler dünyayı sardı
Şehidim
Üğründü bütün dünya
koptu da geldi
Ne dostluk, ne düşmanlık
Felaketi gören yüreklerde ortak bir payda
insanlık
Hayatın anlamı değişti bir anda
Makam bükmüş boynunu
acziyeti oynuyor
Şöhret eli koynunda
yetim kalmış bir çocuk
Gurur enkaz altında
ölmüş yatıyor
Ama senin vedasız gidişin
Ey oğul
Canımı acıtıyor… 17 Ağustos 2000
Kayıt Tarihi : 25.8.2003 10:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Teşekkürler dost...
'ölüyoruz mu? ' yerine 'ölüyor muyuz? '
demelisin bir şair olarak...
Uzun soluklu yazmak ustalık ister...Şiirin teması kadar,anlatımı,dili,kurgusu ve müziği uzun soluklu şiirlerde aynı kıvamda götürmek zordur.'sen gittin' şiirindeki şiir tadını alamadım bu şiirde...çok fazla
yuvarlamışsın anlatmak istediklerini ve açıldıkça aynı ifadeler çıkıyor ortaya...özellikle şiir dilini bir tarafa atıp müziksiz kurgulamışsın bu şiiri...ses üzerine kurulu bir şiir bu.
başarılar...
işte bu şiir bana marmara depremini hiç bir tarih kitabının ve hiç bir haber programının anlatamayacağı kadar güzel anlattı..
Mim Kemal Ertuğrul
TÜM YORUMLAR (6)