Ateşin Düştüğü Yer Şiiri - Hamit Kunt

Hamit Kunt
88

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ateşin Düştüğü Yer

Yıllardır uzak bacalarda seyrederdik
bu ateşin dumanlarını
Uzak diyarlardan yükselirdi alevler
Fırtınalar uzak yüreklerde kopar
çığlıklar uzak ellerden gelirdi
Düştüğü yerleri yakıp kavuran
almadığı canları öksüz bırakan ateş
Haberlerden bir haberdi sadece

Zannettik ki Japonya’dır bu ateşin vatanı
İran’dır, Suriye’dir, Pakistan’dır
Olsa olsa en yakın
Adana’dır, Dinar’dır, Erzincan’dır

Kim, nasıl nerden bilirdi ki
Bizim de tam altımızdan
ateşten ırmakların geçtiğini
Alevden canavarların yaşadığını
ayaklarımızın altında
Ayın ve yıldızların
en parlak gecelerini yaşadıklarındaki
o gizemli anlamı…
Kim, nasıl, nerden bilebilirdi ki!

Ben nerden bilebilirdim
İlk kez kapı dibinde yattığım kanepenin
bana dokuz saat mezar olacağını…
Nasıl düşünebilirdim ki
kömür gözlü oğlumun
o incecik dudaklarıyla
yanaklarımdan iki kez öperken
İkincisinin,
dünya dudağıyla yanağıma kondurduğu
bir veda busesi olduğunu…
Ben nerden bilebilirdim ki.

Ben bilemedim
Kimsecikler bilemedi…
Ateşin randevusu Marmara
karargâhı Gölcük’müş
Hep düştüğü yerleri yakan ateş

bu kez Gölcük’e düşmüş

Aah Gölcük, Gölcük
Evlerin, yolların yıkıldı Gölcük
Kavaklı’n, sahilin yok oldu Gölcük

Geç başlamış derin uykulardan
öyle bir yer gürültüsüyle uyandık ki!
Sanki topaç gibi çevrildi dünya
Dağlar yuvarlandı devrildi dünya
Yeryüzü kaydı altımızdan
Göçtü üstümüze gökler …
Saniyeler içinde
ne olduğunu anlamadan
Ayrıldı beden kılıfından
binlerce canlar

Can pazarı...
Ne korkunç Pazar
Yıkılmış binlerce bina
binlerce canlı mezar

Aah gölcük, Gölcük
Evlerin katmer katmer yıkıldı Gölcük
O büyük kent hayalin yok oldu Gölcük

Azrail’in yalın kılıç telaşlı nefesi
damarlarımızda geziyor sanki
Öldük mü?
Ölüyoruz mu?
Neredesin?
Sağ mısın
yıllarca bir yastığa baş koyduğum?
Ne oldu?
Neler oldu saniyeler içinde?

Gel, beri gel...
Şu tuğlaya baş koyalım şimdide
Duyuyor musun çığlıkları
Ağlayanlar…
İnleyenler…
Azrail’in listesine girmek için
yalvaranlar…
“Yeteer…
Dayanamıyorum…
Al canımı Allah’ım
Al canımı Allah’ım”

Aah Gölcük Gölcük
Canların üstüne yıkıldın Gölcük
45 saniyede yok oldun Gölcük

Kaldıkları mağaranın ağzı
kocaman bir taşla kapanan
o üç genç adam gibi
Cımbızla iyilik aramaya koyulduk dağarcığımızdan
Salalar…
Ezanlar…
Dualar…
Yastık yaptığımız tuğla üstüne
iki darp bir niyet
Ve iki rekat ibadet…
Gerisi
İnnallahe ala külli şey’in kadir…
Ni’mel Mevla ve ni’men nasir

Mezardan mahşere uyanış gibiydi
enkazdan çıkışımız
Açtıkları uzun enkaz tünelinin başında bekleyenler
Üçyüz yıllık uykularından uyanan
Mağara Arkadaşlarını görmüşler gibi
tekbirler söylüyorlar
“Sübhanallah
Allahü ekber
Allahü ekber”

Bu ne tarifsiz manzara Allah’ım
Kartondan yapılmış gibi
kırılmış, çökmüş bütün binalar
Ağlıyor, hıçkırıyor, dövünüyor
gidenlerin ardından
yetim kalmış çocuklar
yüreğine evlat acısı çökmüş
yanık böğürlü babalar, analar…

Onbinlerce can gitmiş
Sen de gittin ey oğul
Saatlerce size ulaşamadık
Kör olsun gözü şu yokluğun
bir demir makasını,
beş enkazda ortak kullandık

Ama sen yüreğimin parçası
O çok arzuladığın şerbeti
çoktan içmiştin
Özlediğin cennet uğruna
anadan, babadan
fani dünyadan
çoktan geçmiştin
Dert bizim şimdi
çile bizim, yük bizim
Ateş öyle bir düştü ki yüreklerimize
alevler dünyayı sardı
Şehidim
Üğründü bütün dünya
koptu da geldi
Ne dostluk, ne düşmanlık
Felaketi gören yüreklerde ortak bir payda
insanlık

Hayatın anlamı değişti bir anda
Makam bükmüş boynunu
acziyeti oynuyor
Şöhret eli koynunda
yetim kalmış bir çocuk
Gurur enkaz altında
ölmüş yatıyor
Ama senin vedasız gidişin
Ey oğul
Canımı acıtıyor… 17 Ağustos 2000

Hamit Kunt
Kayıt Tarihi : 25.8.2003 10:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Halil İbrahim Özdemir
    Halil İbrahim Özdemir

    Şiirinizi büyük bir dikkatle okudum... 13 Mart 1992 tarihinde benim Erzincan'da yaşadığım, ama bir türlü yazamadığım duygularıma tercuman oldunuz... Tebrikler ve teşekkürler. Yüreği gam taşıyan, hüznü seven ondan mahzun olmayan, her şeye, ondan geldiği için razı olan sevgili kardeşim. Bizler de ondan gelene razıyız. Ama bir burukluk, bir ateş kalıyor insanın içinde...Bir depremin yıldönümünde o ateşi o hüznü, paylaştığımız acçıyı düşürdün içime...
    Teşekkürler dost...

    Cevap Yaz
  • Hakan Yaşar
    Hakan Yaşar

    Bence;

    'ölüyoruz mu? ' yerine 'ölüyor muyuz? '

    demelisin bir şair olarak...

    Cevap Yaz
  • Hakan Yaşar
    Hakan Yaşar

    Selamlarım gözüm...

    Uzun soluklu yazmak ustalık ister...Şiirin teması kadar,anlatımı,dili,kurgusu ve müziği uzun soluklu şiirlerde aynı kıvamda götürmek zordur.'sen gittin' şiirindeki şiir tadını alamadım bu şiirde...çok fazla
    yuvarlamışsın anlatmak istediklerini ve açıldıkça aynı ifadeler çıkıyor ortaya...özellikle şiir dilini bir tarafa atıp müziksiz kurgulamışsın bu şiiri...ses üzerine kurulu bir şiir bu.

    başarılar...

    Cevap Yaz
  • Fahrettin Köseoğlu
    Fahrettin Köseoğlu

    o müthiş deprem hakkında çok şey duydum,çok şey gördüm..ama hepsi bir haberden öteye geçememişti....(belkide ben biraz duygu yoksuluyum) ama konu bu değil....demek istediğimi en güzel şu cümle ifade ediyor...Tarihçi bir fikir adamı ASURİ'ler için şöyle der... - sorun onları yutan unutulma uçurumuna niçin silindiler ?zira şairleri yoktu....!!!! (kaynak N.F.K 'in çerçeve 1 )
    işte bu şiir bana marmara depremini hiç bir tarih kitabının ve hiç bir haber programının anlatamayacağı kadar güzel anlattı..

    Cevap Yaz
  • Bir Mim Kemal Ertuğrul
    Bir Mim Kemal Ertuğrul

    Keşke bu acılar yaşanmamış,bu güzel şiir yazılmamış olsaymış...Derin acınızı paylaşıyor,tekrarından saklasın diyorum..Allah mekanlarını cennet eylesin,kalanlara sabır ve metanet versin.....Yüreğinize kuvvet versin,dualarımızı kabul eylesin..Amin..
    Mim Kemal Ertuğrul

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (6)

Hamit Kunt