Aşkın Tercümanı Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
2799

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Aşkın Tercümanı

Aşkın tercümanı,
Aşkın yazanı,
Yazılmamış şarkısı,
Aşkın varken kendisi;
Elbet olur çevireni.
Coşkun akar nehir, o ilk cümleyle,
Nehrin kelimelerinde, aklında ve anlamlarında,
Ve bir de nehrin, kendi bilincinde.
O nehrin sesi, fısıltısı, feryadı, haykırışı;
Hepsi de, tek kaynaktan,
Tek kaynaktan, çıkan kelimeler.
Ve o ilk kaynaktan dökülen kelimeler,
Bir nehrin kolları gibi,
Başka nehre dökülür, başka bir dilde.
Ve bir başka nehirdeki, o nehrin akışı,
O kelimelerin anlamı, o ruhun tercümesi,
Ve o şarkının kendisi.
Sonra, o ilk nehrin kolları,
Dökülür, başka bir denize,
Başka coğrafyaya, başka zamana.
Ve o nehrin kelimeleri, o ruhun tercümesi,
O şarkının kendisi, bir başka nehirde,
Başka denizde ve başka bir zamanda.
*
Nasıl ki, ruhun çevirisi,
İkindi rüzgarlarında, dönüşürse şiire!
Nasıl ki özgürlük, o uzak diyarların şarkılarındaysa!
Eflatun rengi kuş, dilin üzerinde,
Ve şairin, yeni keşiflerinin, o sihirli saatinde,
Ve bir kadının, derin iç çekişinde,
Yankılanan sazın titremesinde,
Keşfettiğinde hafızanın kıvrımlarını,
Ve ay ışığı, yeni metne parlaklığını serptiğinde,
Göğsünü açan, o bilge kadın.
Bir sandal ve Kutsal Ruh'un yelkenleriyle,
Rüzgarın gücüyle, ileri doğru süzülürler.
Yeni filizlenen, dillerin aşıkları,
Oysa gece, nasıl bekliyor burada uykuyu,
Parıldayan kâğıtlar üzerindeki kelimelerle,
Ya da uzayıp giden, boş sayfalarda,
Ve yeni bilginin, altın kılıcıyla,
Nasıl yayılıyor havaya,
Genç kızların hayallerinden,
Defne ve kekik kokulu düşünceler!
O yaşlı mütercimin, kurumuş sayfalarla,
Eski metinleri yakarak, beklediği yolun başında,
Orada, elinde bilgelik sularının sürahisi,
Kolayca cennete giriyorlarmış gibi,
Yürüyordu hızla, değişen anlamlar…
Ve Ağustos böceklerinin, tarlaları dolduran sesinden,
Yeni anlamlarla dolu, genç fikirler çıkıp geldiler,
Dans etmek için, gece yarısının birleşme noktasında...
Siz ey, ayna tutan zihinlerin,
Derinliklerinden geçen düşünceler,
Parlayan, yedi küçük pırıltı,
Yeni bilginin kılıcı döndüğünde,
Bir dilim eski ekmek bulacak, lambanın altında,
Hayatı ise, eski metnin küllerinde;
Koca eller bulacak, sonsuzluğa uzanan,
Terk edilmiş fikirler, eski metinlerin son çocukları,
Yıllar, yeşil cevherler...
Ey yeşil cevher, hangi fırtına sözcüsü gördü seni,
Bilgeliğin batısındaki, dünyanın iki gözünden,
Batıdaki ışık gölgelenirken!

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 21.8.2025 16:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!