Aşkın Aldı Benden Beni Şiiri - Yorumlar

Özür ve düzletme:
Bir önceki mesajımda bir hadis-i şerifi aktarırken bir kelimeyi hatalı yazmışım ve "FİRDEVS" kelimesini "FİREV" şeklinde yazmışım, düzeltir özür dilerim.

Buhari'deki sahih bir hadiste Aişe validemiz aynen şunu aktarmaktadır:
"RESULULLAH-S.A.V-, KUR'AN OKURKEN, CEHENNEMLE ALAKALI BİR AYETE GELDİĞİNDE, ELLERİNİ AÇIP 'ALLAH'IM BENİ CEHENNEM EHLİ OLANLARDAN EYLEME!' DİYE DUA EDERDİ. CENNETTEN BAHSEDEN BİR AYETE GELDİĞİNDE İSE, YİNE ELLERİNİ AÇARAK, 'ALLAH'IM BENİ DE BU CENNET EHLİNDEN EYLE!2 DİYE DUA EDERDİ" diyor. Yine Buhari'deki sahih bir rivayet göre Resulullah-s.a.v-, aynen şöyle buyurmaktadır:
"ALLAH'A DUA ETİĞİNİZ ZAMAN , ONDAN CENNETİ İSTEYİNİZ VE BİLHASSA DA FİREV CENNETİNİ İSTEYİNİZ! BU İSTEĞİNİZDE DE ISRARCI OLUNUZ, ZİRA ALLAH, DUASINDA/İSTEĞİNDE ISRARCI OLANLARI SEVER."

Allah'ın peygamberinin bile cennet cehennem konusunda tavırları böyle iken ve ümmetine de böyle davranmalarını emrederken, bu bid'at ve hurafe ehline ne oluyor da, kendilerini Allah'ın Resulünden üstün görüyorlar ve Allah'ı azabından korkmayıp, cennetine tenezzül etmiyorlar? Bu sapık güruh, acaba o dehşetli hesap gününde de aynı sözlerini tekrar edebilecekler mi, çok merak ediyorum?
Bizim dinimiz, Allah'ın Kur'an'da tarif ettiği ve Resulullah'ın bizlere kavil ve fiili sünneti ile beyan ettiği kadim İslam dinidir. Kim bu dini beğenmiyorsa, onların dinleri onların, bizim dinimiz de bizim olsun vesselam!

"Aşk" denen ucube sevme biçimini ihdas edenler işte bu "Vahdet el-Vücut" denen şirk felsefesini ihdas edip İslam'ın içine sokan bu sapık tarikatçılardır. Zira bunlar, Kendilerini -haşa ve kella- Allah'ın bir cüzü/parçası sanıyorlar ve O'ndan geçici olarak ayrıldıklarını ve aşk denen ucube sevgi ile ona kavuşmayı ve -haşa- onunla yeniden bütünleşerek, ilahlaşmayı düşlüyorlar ki, bunun adına "Fena fillah ve Bak billah makamı", yani Allah'ta fani olmak ve Allah'ta beka bulmak, neticede beşerlik vasfından tamamen soyutlanarak ilahlaşmak deniyor. Bu sapık felsefe, Uzak doğunun putperestlerinin "Nirvana" felsefesinin aynısıdır. Müslümanlardan tepki almamak için, adını değiştirmişlerdir.
Bu sapık felsefenin ilahilerinden olan yukarıdaki ilahiyi Osmanlı'nın Meşhur kadıları yasaklamış ve" bu sapıklar, Allah'ın cennetiyle ve de ondaki mükafatlarla alay ediyorlar" deyip bunları tekkelerini kapatıp kendilerini de ya zindana atıyorlar ya da sürgüne gönderiyorlardı.
Allah bu gibi sapık felsefelerden Muvahhid ve müstakim mü'minleri korusun. Çünkü Şirk Allah'ı af etmeyeceği tek günahtır.

Aşk tepesinin pervasız kardeleni biliyorum.

Hayat kar kış olup üstümüze yağacak.

Rüzgar esecek çatımız uçacak.

Belkide yollar kapandı.

Yardım gelmezse açlık bulacak bizi.

Gayrete hasret kalacak aşkımız.

Zemheri ayazı esiyor kırdı dalımı.

İçimdeki çatlak yeni başladım dercesine aralık.

Ne su ne kar ne güneş tutuyor dallarım.

Gölgem yok. Güneş açsa yanarsın.

Yağmur yağsa ıslanırsın.

Sen kardelensin biliyorum delip geçeceksin.

Yanında olamazsam

Kış üşütürse örtemezsem.

Rüzgar kırar da saramazsam.

Yağmur ıslatır koruyamazsam.

Yar yara olur kurutur beni.

İlaç olmasını beklerken. kahır kalır içime.

Ne gölgemde çocuk kaldı ne dalımda salıncak..

Dar ağacı oldum çaresizlik asıldı gece dalımda.

Acısı yangın oldu vedası toprağımda bir yanık.

Külden mermerim islenmiş anıttır maziye tanık.

Günün Şiirini ve seçici kurul üyelerini tebrik eder başarılar dilerim. Sevgi ve saygılarımla.

Muhteşem...

"Bana seni gerek seni" derken Pirimiz Yunus Emre, "bana Allahın rızası, hoşnutluğu ve sevgisi gerek" demiştir. Yunus Emre elbette bilir ki fani gözler Allah'ı göremezler.
Tevbe Suresi 72 Ayet şöyledir: " Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara içinde ebedî olarak kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve adn cennetlerinde güzel meskenler vaad etmiştir. Allah’ın rızâsı ise hepsinden büyüktür, işte büyük bahtiyarlık da odur."

Ne güzel bir ilahi.

Muhteşem, muhteşem, muhteşem... Şiir bu ... Fikir bu... Hayat felsefesi bu... Rahmet, saygı sevgi ve minnetle anıyorum...

Tasavvuf ile ne alakası var sayın kardeşim,illa tarikat ehlimi olmak gerekir ,şeyhmi edinmen gerekir kendine,İbrahim as şehyimi vardı da Rab'bimiz onu övdü,meseleyi neden böylesine karmaşık bir hale getiriliyor asıl bizim haddizliğimiz ve cahilliğimizden kaynaklanıyor,Rab'bimizin sıfatlarını anlayan onunla hemhal olan bir kulun cennet ve vaad edilenlerin gözü görmemesi onun Cemalini ve Nurunu talep etmesini neden anlamakta bu kadar zorlanıyoruz.Neden ????