Otuz dokuz, doksan iki senesi
Büyük felaketler gördü Erzincan
Ne çarşısı kaldı ne de binası
On binlerce şehit verdi Erzincan
On üç mart' ta dağalar taşlar sallandı
Dağları bürüdü duman Erzincan
Nice koç yiğitler kana belendi
Birden bire durdu zaman Erzincan
Es-Seyyid Somuncu Pervane Döner
Her insana bu sır verilmez imiş
Hulusi Efendi aşk ile yanar
Akılla ateşe girilmez imiş
Sabırla nefisle yaptı temaşa
Aman felek aman elinden şaştım
Koklattın harını gül diye diye
Insafsız zalimin toruna düştüm
Içirdi ağıyı bal diye diye
Hikmet vardır ağaçlarda
Türlü türlü irada bak
Dalında öten kuşlarda
Bülbül öter feryâda bak
Ormansız dağ neye yarar
Sarpa vurma ceylan gibi
Yorma beni gadan alam
Ben Mecnunum Leylân gibi
Durma gayri gadan alam
Sen gülersen güle benzer
Hayal-i hilkatte sevdim dilberi
Yanyana güneşin denginden geçer
Akar göz yaşlarım deler mermeri
Çağlarda menekşe bendinden geçer
Reyhanın revayı esrarı çöle
Seversen Mevlâyı bir selâm gönder
Dost ise dolanıp gele mi dersin
Yar n’olur dilini hayıra dönder
Başından belâsın bula mı dersin
Dert yanarım dost düşmanım âleme
Cihanda derdini kimse bilmesin
Sen de benim gibi olasın gelin
Cerrahlar derdine derman bulmasın
Aşkın gömleğini giyesin gelin
Hayırola kulaklarım çınılar
Nazlı yarim beni andı gelmedi
Gönül kuşum harabede iniler
Hasretinden bağrım yandı gelmedi
Türlü türlü derdim halim kalmadı




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!