Bir haber almadım rahmi sıladan
O zalimin aşkı geçti mi bilmem
Mübarek yaz gelip cennet misali
Güller yaprağını açtı mı bilmem
Artık iflah olmam ben bu yaradan
Şeyda bülbül niçin feryat edersin
Eserse mihrican güle de kalmaz
Ecel şerbetinden sende içersin
O şirin söyleyen dilede kalmaz
Mevlanın emrini tutmaz serseri
İntizar eylerim sevdiğim sana
Mahşerde sorulsun çok etti bana
Gözlerin ağlaya ciğerin yana
Eş dost kıymetini bilene kadar
Dilenesin ekmeğinden aşından
Bayrak bizim milllet bizim yurt bizim
Aramıza sızmasınlar alçaklar
Yörük bizim Avşar bizim kürt bizim
Yalan yanlış yazmasınlar alçaklar
Asyadan Avrupa bir baştan başa
İflah olmam ben ülgere vurgunum
Yaraladı beni kaşınan vurdu
Seslenmez söylemez dosta dargınım
Doldurdu tüfeğin boşunan vurdu
Karışmış gözlerde ağa karaya
Bülbül oldum gül dalına sarıldım
Hoşçakal sevdiğim benden bu kadar
Aşk peşinde koşa koşa yoruldum
Hoşçakal sevdiğim benden bu kadar
Zülüfte aradım saçta aradım
Tanrı dağlarından Oğuz boyundan
Ben Türkmen eriyim türkü söylerim
Aşk şerbeti içtim Aral suyundan
Ben Türkmen eriyim türkü söylerim
Kopuzum dedemden yâdigar kaldı
Gel hele yanıma gelsen ne fayda
Yastık kuluncumda yattıkdan sonra
Belkide bu günde belki bu ayda
Dert beni yeyipde bittikden sonra
Barut gibi benlerini sayamam
Bülbül figan eder gülller har oldu
Dermeyince hocam Veysel çözülmez
Gönülde yaaşayan bir nihal oldu
Görmeyince hocam Veysel çözülmez
Çıkmayınca Sivralan' ın dağına
Dolaştım cihanı her gün avare
Gam yüküne kiraladı dost beni
Saranım yok onulur mu bu yare
Yar elinden yareledi dost beni
Türlü derdim döndü benim hisara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!