Ellerim, nasır değil,
Tenim, güneş yanığı
Bilmem ki ben ırgatlığı..
Çocuk anaların,
Hayatı nasıl taşıdığını.
Gidilmemiş şehirlerin özlemi gibi
Itır yüklü rüzgarlarla
Savrulan yağmur dolu bulutlar
Eşikte bırakılmış anılar sanki
Hayallerin süslerine takılan
Kanatlanmış duygular,
Dondurulmuş cevahirde..
Buz tutmuş ellerinde,
Bir dokunuş ısıtmak için..
Ahh sokakların çiçekleri
Görmek ve çaresiz kalmak
Mutluluk,
Bir tas tarhana çorbasına sığdırılmış.
Çok şükür yeni gün’e açtık gözlerimizi,
Soframızda, dumanı üstünde tarhana,
Çocuklar sıhhatte,
Aşkın ateşi ile ısıt suyu
Yüreğin güzelliğinde
Sevgi ile yıkan
En güzel kokunu sürün
En güzel giysilerini giy
Neşeni takın bugün
Çıt kırıldı şiirler yazamadım sana,
Ayıklayamadım gül kokulu kelimelerin dibinden dikenleri,
Yazmak isterken en güzel aşk şiirini,
Hayat mayat meselelerine gitti gönlüm...
Çıt kırıldı şiirler yazamadım sana,
Gün'e bakamadım,
Kızıl tan'da alevlenen saçların geldi aklıma...
Zeytini dalından koparamadım,
Işıl ışıl gozlerindi onlar...
Ve sen güzellikler aşığı
Bir deniz gibi hırçın
Papatya falı baktım
Baharın güneş’in zevcesi olduğu zamanlar.
Yeşillere bürünmüş kırlarda,
Renk cümbüşünün içinde,
Seni keşfettim
Bir çift kırlangıç olunca gözler,
Göç dönümlerinde,
Aynı evi özler...
Toprağın sesini dinle,
Rüzgarın ninnisini...
Biri erken düşenlerin çığlığı,
Diğeri deli dalgaların,
Kıyıyı öptüğü tını..
şiirlerini arzu adında bir arkadaşı ararken okudum. beğendim doğrusu. ayrıca aşka ömür biçilirmii şiirin iyi maya tutmuş. basit ama kurgusu iyi bir anlatım sergilemişsin. bize de anlamak kalmış :) benimde şiirlerim var eğer okumak ve eleştiride bulunmak istersen: ahmet öztürk adıyla varlar. eee aşk ...