Hayatımızda öyle anlar vardır ki, ne yaparsak yapalım, ne kadar çırpınırsak çırpınalım, kendimizi bir türlü ifade edemeyiz ''canım'' dediğimiz kişiye...
Anlatırız anlatırız, ya anlamak istemez ya da gerçekten anlamaz.
Ön yargıları, yersiz kıskançlıkları ve güvensizliği, iyileşmesi mümkün olmayan derin yaralar açar yüreğimizde. İşte o anda ruhen çöküntüye uğrar, büyük bir yıkım yaşarız iç alemimizde.
İster istemez kendimizi, hayatın dönüm noktasında bulur ve karar verme anının kaçınılmaz olduğunu hissederiz. İçimiz burkula burkula, canımız yana yana kestirip atarız onca emek verdiğimiz, çaba sarf ettiğimiz ilişkimizi.
Bütün o güzel yaşanmışlıklar bir çırpıda yürek yangınına dönüşür ve asıl yaşam savaşı bundan sonra başlar. Uykularımız tam bir kabus olur, sayıklar dururuz. Adını dilimizde tesbih eder, anıların çukurunda debelenir, hangi birine yanacağımızı bilemeyiz. Prangalar vurulur düşlerimize. Hayat denilen bu meşakkatli yola yalnız devam etmek zorunda kalırız.
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta