Sen beni Urum'da yaşayan
Bir Hint kumaşçısı olarak gör
Nasıl da sarmaş dolaş olmuşum
Dünyanın en değerli ipekleriyle
Güzellikten dönen başımı
Nasıl da atlaslara vurmuşum bir gör
rahvan bir kız biner
otobüse
Aman Yarabbi!
ve Aşık Yunus'un kulakları çınlar
bu ne diyalektik!
Parfümeri atkısı kesin selanik
Ben kanser olduktan sonra
Güneş penceremden geç girmeye başladı
Hayatın sanki akışı yavaşladı
Ve değişiverdi koca koca insanlar
Mesela sevişme ihtimalimiz zor olan
Kalın kaşlı ve çok alımlı
şu kapıdan cennete çıkan bir patika var
intihar çığlıkları karışıyor tavandaki rutubete
bir dize güzel söz dökülse küfürlü ağzından
limandan kalkan vapura el sallayanların hüznü vardır sende biraz
martılar eşlik eder bu yalnızlığa gaddardan yelken açışına
kıyıdan bayat simit atar şehvetli çiftler ardın sıra
Gitme demek isterdim gittiğin gece yağmurda fakat
Ama gittin demek bile zor geliyor onun için yazıyorum
Bunları sana bir şubat gecesi buz kesmiş balkonda ağlıyorum
Belli etmemek için kimseye ışıkları hep kapalı tutuyorum
Hiç aklıma gelmezdi sebepsiz yere parfümlerini toplayıp merdivenlerden
Hayatımdaki son perdeni son kez kapatmaya indiğin zaman
Yavrucum;
Biz beceremedik sırtımızda ceket
Güneşten kavrulurken terden kokmuş,
Hatta sararmış
Ve üzerimize yapışmış lise gömleğimizle
Okulunun önünde
Duyduğum bu benim kaçıncı yokoluş?
Kaç sevdalı yüreği eskitip erittin
Hitlerin puştluk abidesi insan fırınlarında?
Kaç annenin gözyaşını görmezden geldin?
Sırf bu yüzden karlar altında
Sayısız ayrılıklara şahitlik yaptın mı hiç?
Hicaz Demiryolu kadar uzundur yaşam
İzmit Tren Garı kadar da materyalist
Ütopik faaliyetleri çerçeveleyip sakin
Hiçbir şey uçurtmalar kadar görünmedi
Tutsak,yorgun,kirli,hür
Ve siz,hiçbiriniz
Zalimin kutsanmış çocuğunu bilemediniz
Dikenli teller ile kundaklanmış
Kanlı,zarif,korkunç,pür
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!