Şanslı sayıyor kendini sahne dediğimiz yozlaşmış tortu
İlahi kudretin seni bize müjdelediği zamandan beri
Raks meclisleri çünkü suskun, eski tadı vermiyor
Yüksek bir dizayndan bu köhne dünyaya
Atılmış gibi hissediyorum kendimi.
Çünkü başıbozuk insanlar
Vefadan yoksun kadınlar bile var.
Kendi kudretlerinin farkında olamadan
Zincirlemişler birbirlerini bacaklarından.
gece karanlığındasın ya leyli
güneşin üzerine doğmasını beklersin
bir dost bulamadım diye üzülür
Şu senin ilahi kudret sunan dudak titremelerin
Ben bu hissi yaşamak isterim
Ne kadar uzaktır bilinmez ayak izlerin
Ben bu yolun tozu olmak isterim.
Hali hazır umutsuzluğum günden güne artar eşittir pi sayısı
Protesto ediyorum bu sisli hayatı
Gabar Dağından sanane!
Adını duymuştuk ya o karanlık yerin
Hayat tuhaf, iklimler falan dahil fakat
İnsanların pis,kokuşmuş,aç ve yoksun
Ay ne kadar eksintili parça varsa işte
Lakin yine de mutlu oldukları bir yer vardı
Tarifi tam olarak aklıma gelmese dahi
Oraya hatırlıyorum Cançiki Bayırı diyorlardı.
Gün gelir eser rüya
Çevirir inceden yorgun bedenimi
Ve eşliğinde kürdili hicazkar başlar
Makama uygun hareket eder gözümdeki yaşlar
Bir yandan da aklım gönlümü sorgular
Neydin ne oldun bre günahkar
Sana kör bir dilenci gibi inanmak kahin
Esmer güzeller diyarının sultanını
Koluna takıp gezdirme hayaliyle yanmak demekmiş
Ah kahin ah...
Nasıl da inandım sana nasıl nasıl
İncili pervane ile yumuşaktır gerdanı
Gün gelecek gideceksin buralardan
Medusanın hazin kuyruğuna dolanıp
Lanet okuyacaksın toprağa lanet
Nikomedya pek ağır aksak semai
Konstantiniye çok demode bir taksim
Ben rüyalardaki jön kübrevi semazen
Hiç klavye tuşları arasına sıkışıp
Sözde aşkların
Yalancı kölesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!