Gerek divanda
Gerek eyvanda
Diri göğüslü ve ak gerdanlı güzelliğin tazeleri gibij
Kafesinde oynaşan bir avlu serüveninin toz pembemsilerinden
Asma katlı duvarları kararıncaya kadar eskimişliğe şaşırtıcı benzerliklerle
Sap saman taşımaktan yorgun argın düşen
Çalılıklar söğütler ve iğdelikler boyunca
Atları
Arabaları
Ve tarlaları gibi eski yaz güzlerin
Elinde dilinde buruk sessizlik
Hüzün sancısı hoyrattan esenlerle savrulmaya elden ayaktan kesilmişcesine sanki geçici ve yatılı kaldığı dünyadan
Usul yavaşlarla her adımda gecikerek gidişlere…
Ya rum yaren nerende derman olmaya sualine ya gelinir ya gelinmez , has bahçanın gülağacı kimi tatlı kimi acı
Tellim
Güllüm
Nazlım
Benim derdimin ilacı ya bulunur ya bulunmaz
Geley geley çağırıp diyerek
Soğuk kanlılığın kalbinde saplanıp kalan
Vadesi bitmişlerlere bıraktıklarını yola koymuş
Yitik bakışları boyası solgun sokaklarda gezen Nutku durgun odalar gibi Umumiyetle Orta yaş üstü
Büktü belimi kesti yolumu bAyrıkık yokluk
Derliden dert sorulur mu çağırıp diyerek
Her şey hesaba dahil ve hesap dışı
Başka ne olsun, arada hattı mesafesi hiç bitmeyen sisli puslu suskunluk
Arada uzuun uzadıya kasım
ve kupkuru sessizlik
Kasım/24
Kayıt Tarihi : 4.12.2024 15:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!