Antik Bir Tapınağın Kalıntısında (Yannis ...

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


18

TAKİPÇİ

Antik Bir Tapınağın Kalıntısında (Yannis Ritsos)

Ağılın önünde sigara içiyordu müze bekçisi.
Otluyordu koyunlar mermer kalıntıların arasında.
Daha ötede çamaşır yıkıyordu kadınlar ırmağın aşağısında.
Demirci dükkanından çekiç vuruşları duyulabilirdi.
Islık çaldı çoban. Mermer kalıntılar koşarmış gibi koştu koyunlar O’na doğru.
Suyun kalın ensesi parladı zakkumların ötesindeki serinlikle. Bir kadın yaydı
Yıkanmış çamaşırlarını çalıların ve heykellerin üstüne –
Yaydı kocasının külotlarını Hera’nın omuzları üstüne.

Yabancı, huzurlu, sessiz bir samimiyet – yıllar boyunca. Aşağıda sahilde
içi balıkla dolu geniş sepetleri başları üstünde taşıyarak geçti balıkçılar,
sanki uzun ve dar ışık parıltılarını taşıyorlardı:
altın, gül ve eflatun – tıpkı o tören yürüyüşünde taşınan uzun,
bolca nakışlanmış peçesi gibi tanrıçanın, hani önceki gün kesmiştik ya
boşalmış evlerimize perde ve masa örtüsü yapmak için.

Yannis Ritsos (1909-1990, Yunanistan)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 9.3.2009 03:50:00
Hikayesi:


In The Ruins Of An Ancient Temple by Yannis Ritsos The museum guard was smoking in front of the sheepfold. The sheep were grazing among the marble ruins. Farther down the women were washing in the river. You could hear the beat of the hammer in the blacksmith’s shop. The shepherd whistled. The sheep ran to him as though the marble ruins were running. The water’s thick nape shone with coolness behind the oleanders. A woman spread her washed clothing on the shrubs and the statues - she spread her husband’s underpants on Hera’s shoulders. Foreign, peaceful, silent intimacy - years on years. Down on the shore the fishermen passed by with broadbaskets full of fish on their heads, as though they were carrying long and narrow flashes of light: gold, rose, and violet - the same as that procession bearing the long, richly embroidered veil of the goddess that we cut up the other day to arrange as curtains and table-cloths in our emptied houses. (Translated by Edmund Keely)

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy