Ankara da
Kızılaydayım
yalnız yapayalnız
umarsız
öyle başıboş
avare dolaşırım
iki dostum var
biri sigaram
diğeri de kitaplarım
işportadan alırım
kitapları
daha ucuza geliyor
parklarında
toplu taşım araçlarında
okurum evde
dostum kitapları
içerim sigarayı
on metre ötemden geçen
alır kokusunu benden
sigaranın
yani anlayacağın dostum
kül tablası gibiyim
oysa doktor
yasak dedi
babamda sigaradan
öldü yetmişbeşinde
öyle pisi pisine
kölesi olmuşuz
bu zıkkımın
ve Ankara da
Ulustayım
Bit pazarını bilirmisin
orda geçer
zamanımın çoğu
gezerim bakarım
bazende alırım
ne bulursam
bana yarar birşeylerden
mağazalar çok pahalı
hani ateş pahası derler ya
onun gibi bir şey
peşin parayla alırsın
kredi kartı geçersizdir orda
al gülüm ver gülüm
Ankarayı gezerim
adım adım
Çankaya ya çıktığım da
isyan ederim
yaşadığıma
niyemi dostum
çok tezat varda
ondan
ankara da yaşamak
yine de güzel
şartlar ne olursa olsun
dostum
giderim arada bir
Karşıyaka mezarlığına
sana garip gelecek ama
en çok orda
huzurlu oluyorum
ben yaşayan ölü
onlar ölmüş
aramızda ki fark
işte o
onlar yeraltında
ben yer üstünde
onlar hep yatıyorlar
bense hep geziyorum
ve orada
saatlerce oyalanıyor
üç fidanın mezarları
başında oturuyor
onlarla konuşmaya çalışıyorum
onlar hep dinlemede beni
zaman akışı durmuş onlarda
bir garip hüzün dolar içime
ayrılırken ordan
kızarım kendi kendime
ne diye nereye gidersin
be kardeşim
seninde geleceğin
yer burası değilmi
sonra gülesim gelir
ağlamakla karışık
ah dostum ah
yine kahroldum
şu Ankara da
mahvoldum
Ankara
Kayıt Tarihi : 22.1.2008 09:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (3)