Gul, gurban olduğum Hökümet Baba!
Baa bir alfabe veremez miydin?
Gara dağlar gar altında galanda
Ben gülmezem
Dil bilmezem
Şavata'dan Hakkari'ye yol bilmezem
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Devamını Oku
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Ağa babaları var ; türlü uyuşturucu , taşır...
Az zaman içerisinde , yedi kıtaya birden ulaşır...
Milletler , uyuşturucuyla , mücadele etmekte ;
Bunlara para vererek , kendi yarasını kaşır...
Celal Çığ ağa bize batmaz öyle her dem kanayan yara. Yara o ki ar için, vatan için, Bayrak için, ezan için kanasın. Anladın mı Celal ağa bize batmaz asil direnişler bize batar ihanete meyleden serzenişler. Ki içeriğini bir tarafa koyalım elleri vijdana sıkıca bastırarak konuşalım bunun neresi şiir. Pankart a yazılan slogan değildir şiir. Ruhtan kağıda akan dokunuştur. İlmik ilmik işlenmelidir. Böyle popilizm yapanlara şair yazdıklarına şiir deseydik eline kalem alana şair. Yazılan her satıra da şiir dememiz gerekirdi ki bu bize sığmaz ağa bu bize sığmaz. Kuralcı olalım demiyorum ama yazılanda ruh arayalım ruh... Saygılarımla
İşte:'Bülbülü eti için kesen bir şair daha.'
Elbetteki şairin bir dünya görüşü olacaktır,şiirlerinde inceden inceye işleyeceği bir felsefesi...
Lakin şiir gibi nazik, nazenin bir kuşa çekemeyeceği ağırlıklar yüklerseniz altında ezilir.Devamında da 'hasso,tasso,fasa fisso' gibilerden sesler gelir.
Şiirin tüketicisi,okuru böyle istiyor denilebilir.
Bu durum da olsa olsa makarna- kömür demokrasisi olur.
Edebiyatın malzemesi fikirden önce dildir.
Ana dilin güzelliklerini sergilemeyen bir edebi ürün, ithal futbolcuların bizim gençlerimizin önünü kesip sözleşmesi dolduğunda çekip gittikleri ve ardından Almanya'dan üç yediğimiz gibi, edebiyatımızı enkaz haline getirdikten sonra kütüphane köşelerine mahkum olur.
Bu durum El -Arabi hayranlığında olduğu gibi El-Kürdi hayranlığında da geçerlidir.
Bir ulusun yok edilişinin önce dilde başladığı hepimizce malumdur.Dilimizi bozan her türlü harekete gerekli tepkiyi göstermezsek,sonunda sıradan bir Orta Doğu-Arap-Acem karışımı bir ulus halne geliriz.
Tanzimatla başlayan 'Alafranga züppe tipi' nin edebiyatımıza verdiği zararlar,salt dilin Frenkleşmesiyle kalmadı,toplumsal yozlaşmanın da temellerini attı:
O istanbul ki Kurtuluş Savaşı'nda işgale uğrarken tek kurşun atmadan teslim oldu.Bu yüzdendir ki Yüce Atatürk yıllarca küstü İstanbul'a,yaşamının son yıllarında geldi Tanzimat'ın gavur hayranlarının şehrine.
Kısacası bu şiir,solculuğa özendiğimiz ve Kürt halkının acılarını anlattığına inandığımız,Selda Bağcan'ın muhteşem yorumuyla türküsünü dinlediğimiz yetmişli yıllardan bir nostalji o kadar.
Şiirde anadili bozan hiçbir şey affedilemez.
Madem derdiniz Kürtçe,Kürtçe yazacaksınız.
Kürt sosunda Türkçeyi katletmeyeceksiniz.
Saygılar herkese.
uslup hoş mevzu derin. anayasa kime bal börek verdi ki . herkes bir türlü şikayetler içinde.
Çaresizlik AĞITI.
Şair, kendi sesine sığdırdığı halkın sesiyle seslenmiş. Bu seslenişi kendimce SOLORATORYO ismiyle adlandırdım.
Gündeme uygun olduğu için bugün sayfaya gelmiş olasılığı yüksek.
Şiirde elifba degil bir alfabe istenmiş.
Bundan ne anlanlar çıkmalı?
Bence; Okul çıkmalı, okula öğreten öğretmen çıkmalı.
Hastahane çıkmalı, hastahaneye tedavi eden doktor çıkmalı.
Bunların çıkması için önce yol çıkmalı, suyu geçmek için köprü çıkmalı.
Biri, 'eliba da bir alfabedir!.' diye karşı çıkabilir. Haklıdır.
Harf devrimini hatırlayarak ve hatırlatarak bu 'bir alfabe veremez miydin' dizesinden çıkartığım anlam, eğitim öğretim. Bunun dışında kalan etnik dil, köken gibi konuları etnik alfabe isteniyormuş gibi algılayanlar da olabilir. Benim anladığım Türkiye'nin Türkçe alfabesinde eğitim öğretim.
Saygılar,
Anayasamız Kuran a uygun bir anayassso acilen yapılmalıdır.İpe un serenlere aldırmamalıdır vesselam.
Her mizahın içinde biraz gerçek bulunur.
Gülümseten bir şiir bizi eskilere taşıdı.
ellerinize sağlık ve dert gormesin ellerinizki yazsın zarar gormesın kalbiniz yaşyasın ki yazasın inan çok güzel sağolun
Şiir okumağı çok çok severim. hala da çok seviyorum.Bu şiiri yıllar önce severek okumuştum. yine severek okudum.Niçin? siyasi bir şiir
Farklı anlatım... Adam avukat olmuş Hükümetten kitap istiyor.Tezat dolu.İnsanlarımızın çalışkanlığı ve hürmetkârlığı bizlere her an her zaman örnektir. Her yerde yol gösteren olmuşlardır. Şiirden ziyade bir DİLEKÇE dir.Memleketimiz hiçbir zaman kötü değildir. dağları delmiş yol eylemişiz. Yardımlarla okul,camiler yapmışız. KAVGA EDENLERİ ayırmışız ve doğru yolu göstermişizdir. Çalışkan ,azimli, kararlı ve yardımsever insanların MEMLEKET sevgisiyle hala ayaktayız.' MİLLETİN HAKİKİ EKENDİSİ KÖYLÜDÜR'M.K.ATATÜRK2ün özdeyişini anımsamak
bu şiiri yorumlar ve özetler. Saygılarımla.
Şiir beni 40 yıl öncesine, gençliğime götürdü. Şemsi ağabey yaşıyor mu acep daha. Eğer yaşıyorsa ellerinden öpiy Memo...
Ermeniler de Tıpkı Böyle Yaptılar... Aynı şartlarda , aynı sebepler , aynı sonuçları doğurur...
Anayasa zaafını bu gün çoktan aştılar...
Sürüldükleri yerlerde , sel oldular taştılar...
Kimi siyasî oldu , yönetmen , sanatcı , yazar ;
Para içinde yüzdüler , denmedi insan bozar ;
Kanlarına şeytan girdi , kuduz dingolaştılar...
Gâvurlardan nemâlanıp , kardeşle savaştılar...
Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta