Ter kokuyordu Çukurova tarlaları, 
Irgat Türküleri duyuluyordu uzaktan; 
Ekin biçiyordu yalın ayaklı köy kızları 
Elleri kabarıyordu oraktan. 
   Gökbelen dağlarına yağmur yağıyordu;                                 
   Yetimler mahallesinde bir çocuk ağlıyordu. 
Kan kokuyordu doğunun çimenli yaylaları; 
Silah sesleri geliyordu Şırnak'tan. 
Oğulsuz koymuşlardı ak saçlı anaları; 
Tütünler tedirgin olmuştu ocaktan. 
   Cilo dağlarında kamalaklar üşüyordu;                                   
   Garipler köyünde bir gelin düşünüyordu.
Yosun kokuyordu Karadeniz'in mavnaları; 
Oynak havalar döküyordu parmaktan. 
Buz gibi bir soğuk  biçiyordu baharı; 
Dal boylu gençler gidiyordu bıçaktan. 
   Ilgaz dağlarında kurtlar uluyordu. 
   Bekârlar kahvesinde bir adam uyuyordu. 
Şehvet kokuyordu Ege'nin bereketli ovaları; 
Körpe bedenler soyuluyordu ahlâktan. 
Tedirgin etmişlerdi bizim havaları; 
Yadırgı sesler geliyor plâktan. 
   Çatalkaya dağında kartallar dönüyordu; 
   Bir nesil yaşıyor, bir tarih ölüyordu.
Vur Emri
Abdurrahim KarakoçKayıt Tarihi : 22.6.2001 00:01:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 


Sergilenen sehvet oyunlarının.
Çağdaşlık koymuşlar adını;
Nur yüzlü kızlarımızın başından örtülerini almanın
Şahaser şiirlerinizi okumak, bambaşka bir zevk.
TÜM YORUMLAR (10)