Var gülün, ver gülün, virgülün!
Eğirip semirdiğin, semirip yediğin...
Eğe eğe büküp, büküpte çöktüğün
Her halta bir has, hasına yaptığın
Sövmekten, dövmekten daha beter!
Kına girmeyen hançerin, yok bahanesi.
Sonuçta; uçsuz hayalleri vardır, var oldukça insanın soyu.
Tıpkı karanlık gibi gündüzün ışıksı ve aydınlık, ateş gibi yakmayan;
Gök mavi ve zümrütten daha yeşil ve göz alıcı
Daha serin ve uykudan hafif, candan tatlı.
Ne Lut ne de Hud'dan bahsi geçilen, binlerce yıl sonra
Hala nefes alıyorsa toprağın; canında ten, ten balçıktan fazlaysa!
Benim manipüle edilmiş hayallerim var,
Gerçeğim var acının çığırında!
Yoklarım var yıllara dadalı, kaygılarım var yarından.
Afakı sarmışsa yaşamın kaygısı,
Derdimidir hürriyet bugünü düşünenin!
Hatırla! Beni unutursan
kırık aynada dağılan yüzüm
aklıma mukayyet kim olur?
Bir an kıymetli olduğum
bir zaman var unutma!
Öldürmeden şu zaman
Olabildiğince sokul, uzaklığın farkındasın
düş kopan yamaçlar gibi yüreğime sokul.
Bir güneş gibi gündüze, geceleri ay gibi
şuha vurmuş mehtap ol, sarıl suyuma;
dokun ey ruhumu kuşatan, tenime sokul!
Gönlüme sokulmak kolaydır;
güneş gibi ısıtacaksan! Su gibi serinliğin varsa.
Ekmek gibi doyuracaksan içimi
içime sokulmak, o kadar kolaydır.
Her kes bir yol bulur ama bulur kendine
kimine kara bir gündür yolun sonu.
Dokunacak teline sazımın, yüreğimi
Bir hüzün bir sızı dolduracak, yarınsızım.
Astığım kirpiğimden geveşt makamını
Usulü umursamaz detoneyim bu gece.
Kim demiş hicran olmayacak bende
Son bu bekleyiş
sabrın ataklarında can verdi.
Kendimden uzaklara uğurladığım
yüreğim; sana kıydım, beni affet.
Bu ezgide dökülen şarkı değilmiş
ruhuma kıymışım bütün dik çıkışları.
Hangi dert söyleyin yıkar insanı! Dağıtır, temelden deprem misali.
Hangi borç çaldı umutlarımı? Yılgın, düşürdü gözünde beni.
En derin yerimde kopuyor kıyamet, burnunun dibinde acıyor canım.
Ölümün aşkına bağladı, içimde açılan bu sonsuz yara.
Ne kadar yalanmış, hesabı tutulmayan gönülden gidenler.
Son sözünü söylemedi henüz ruhuma inak sessizliği gecenin
Değmedi tenime senin gibi hiç bir tabuta sarmadı, bırakmadı
Çekmedi, gözlerini kıskanıp!
Buluta bahane aramadı, alçalan ömrümün üstünde.
Aynı adalarıydı sözlerin! Süzülmüş dalgınlığa, gözlerin olsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!