O gözleri saran karanlık yürekten başlar
Geceye bakınca neden korkarsın?
Ey gafil, yüreğin hududu cennete kadar
Kapıdan çıkınca neden korkarsın?
Dünyayı kuşatan cehline yanma!
Bugün buruk içime sokamazsın seni
Havayı bozan bir nedene dadalıyım.
Ara verdiğin gün de kal, ben buralı
Uzağı tutan yerime öyle alıştım ki.
Aklına olur olmaz zamanlar koyamazsın
Koyamazsın adımı defolu sözlerine.
Saati gelir, getirdiğin söz bitirir
suskunluğa düşer, içimizin
durduğu bu cennet.
Yüreğinde bitirdiğin başlamaz
yeniden, yine eskisi gibi
baskın çık, sözlerimi sen sustur.
Bu gece çok düşündüm
Olmasını istemediğim her ne olduysa
Uykusuzluğuma vuran taşıdığım sancıyı
Vücuduma yayan bu garip gerçek
Yaşadığım her dakika içimi ağlatıyor.
Her şey gibi uyumakta bahane
Bir daha yalan düşerse, ağır ağır batan cam gibi;
söylenmez acıdır gözün siyahına, ölüm varsın.
Her içe yaslanmaz keder günümdür bu sessizlik,
bir zaman fırsatı bulmak için kapımda sen varsın.
Nicedir bu zalim devranı bulanık, selmidir çatar!
Ben olduğum, hiç olduğum, yok olduğum.
Boşluğumun adresi, ey ıssız geçidim!
Dilsizliğim cefamdır, içim ömürlük bir ceza
Sense pelte bir yalan, bir kalansın eldesiz.
Düşüncelerimin payı yok, biçim yok hislerde
Her şeyin güzeli vardı elbet
Dilerdi insan arzu duydukça
Şehvete çağıran kimdi seni
Kimden geldi sana bu adalet.
Ne bildi şerh'in o güzel tadını
Benim için gülümse... Olur mu?
Benim için
Kırılgan ve bir deniz kadar pürüzsüz
Ay ışığı gibi parlayan yüzüne
Bulaştırma olur mu?
Dumlubaba'dan çıkar gibi Akacaksa yaş
Şimdi, bu gözüme yakın şu etraf
bensiz olan metreler, kilometreler içinde
bu dünya bilir mi seni ayrı, beni başka!
Gülüyorum kendime ve en çokta ağlıyorum size!
Bu rahşanı sardıran göze evveldir kaçak
beni ayrı koymuş, seni başka...
Sen gibi havası bu şehrin, yüzün gibi kapalı.
Teni yakan bir soğuk, göz açtırmayan tipi...
Bir fırtına ki sorma hiç yüreği savurup atan!
Sen daima bir aralık, günü gibi kış oldun.
Eksi kırk olsa hava, dondursa her şeyi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!