Bir beyaz yürek , akan siyah kan,
Vermez insana büyük heyecan!
İnanılmaz dediğimiz bir şey mi iman ?
Yada aklından geçen bir imtihan.
İnsan , insan , insan...
Mehtap kemer belinde,
Üstünde gizli sema örtü.
Gecenin karanlığına şer düştü,
Seher yeli her esteğinde...
Yıldızlar yârin elinde,
Hatırlıyor musun tek bir cümlemde ağladığını,
Ve ağladığını gördüğümde dilimin kemiğinin sızladığını.
Ondan gayri kendime söz vermiştim ,
Bir daha üzmeyecek üzülmeyecektik.
Daha çok sarılıp sevgiye , yeşil gözlerine, Daha çok bağlanacaktım büyüne.
Bir sürü kelimeler dökülürdü dudaklardan , Kelimeler şimdi dudaklardan ırak.
Bulurum peri bacasında bir yerde,
Ruh kendini kovalar hadsizce.
O gözler , gözler sinemse
Füsununa kapılan bir tin mi ?
Rahatsız eden iskeletse,
Ölümüm, ölümden bir şey umarak
Bakışınla tılsım oldu bu büyü
Hatırlar mısın anda o türküyü ?
Darmadağın olmuş Drama Köprüsü.
Alıştığımız bir şeydi yaşamak,
Kış gecesi sakin bir düşünceyle
Vuruldu yine kalbime pençesi
Boranı mabedimin aleyhinde
Geliyor benimle ölümün hissi
Sıkı bir dudak veda busesiyle
Kör olduğum evrende
Yeşil gözlere aldanmışım
Aşık olduğum beden ile
Aslında sınanmışım
Anadan doğunca günahım var mıydı ?
Üryan geldim, gönlün var mıydı ?
İçilen şarapta yalanın var mıydı ?
Yaptıkların yanında yaşadığım kâr mıydı ?
Aşkın içinde iki kadeh şarap,
Yüzüne bakınca hep aynı serap.
O zaman dolu kadehi ters tutup,
Islatalım , ıslansın düz hesap.
Füsun sandığım gölgeler,hayaletler
Ne için peşimi bırakmıyor ?
Gören olursa belki hasbelkader
Yarınlarımda neden şahit olmuyor ?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!