dünya alçaldıkça alçalıyor
sanki yerçekimi insanın onurunu çekiyor kendine
belki şerefini haysiyetini namusunu
ben namus bekçisi falan değilim
ben bir şeyin bekçisi bile değilim
siz nefsinizin emrettiği gibi alırsınız soluğu
Bir ağacın ömrünün, son yıllarındaki gibi kaskatı duvara yaslanırken.
Tam karşında, kapı aralığından bir çocuk bakakalır sana.
Hele ayağını öbür ayağının üstüne attın mı,
Çocuk bakmaya doyamaz, hatta saçları beyazlar aşkından ama sen ona anlatma.
Yanakları kızarıp utanır, mahçup olur gözlerine bakamaz bir daha.
Hem elinde bakmaktan başka bir çaresi kalmamışken,
Derdine ortak hiçdir
Düşmene gülen çokdur
Allah'dan başka dost
Şeytandan başka düşman yokdur
Derviş Alper düzel
gece
karanlıkla birlikte sesini kesti
edgar sokağın başında
elinde kaçak sigarası
uzun uzun bakarken lambanın altına
bir gölge ortaya çıktı
en sevdiğim hırkanı astım cama.
kehribarın aldığı son nefesten tanımıştım seni.
keskin nişancı gibi sessizce kilitlenmiş bakıyordun,
ölümün bu kadar yaklaştığını hissetmemiştim hiç!
yani aşk.
escobar'ın dudakları arasından tütün akıyordu...
karanlık ve akademik kaygılar,
seni görmek artık zalimin yok olması kadar zor.
taş fikirliler!
ve onları yöneten telefonlar.
cüzdanımda kardeşimin vesikalığı.
Ey çocukluğumun kır bahçesi,
Modern çağın kara bulatları ardında,
Talan edilip, binalaştırıldın.
''kentsel dönüşüm'' adı altında.
Çimlerinde sarı papatyaların,
Onların yattığı mezara,
eylül hep böyledir
ayrılık hüzün ve amerika
her sandalye bir başlangıç
ı love you seni seviyorum demektir
yelkovan kovarsa akrebi
akrep yaparsa kuyruğunu kılıç
Bil kardeşim,
Filistin'de yağmur yağmıyor.
Çocukların ellerinde taş parçaları,
Gözlerinde gönül delen yara.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!