Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
O şimdi ne yapıyor
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
Devamını Oku
şu anda, şimdi,şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı,
ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
Taşınmaz yük mübarek:))
BU her dinde böyle.
Saygılarımla.
Mekanı cennet olsun...
Adnan beyin bu dünyaya erken ya da geç gelmek iddialarına gelince, bu iddianın hakikat ile uzaktan yakından bir alakası yoktur. Çünkü bu dünyaya gelinmez, gönderilir. Yani, hiç kimse kendi iradesi ve isteği ile istediği zamanda bu dünyaya gelemez. Ancak Allah'ın ezelde takdir edip ana kader kitabı olan Levh-i Mahfuza kaydettirdiği tarihte gelir ki bunu bir hadis-i şerİf şu ifadelerle vuzuha kavuşturur: "ALLAH, KAİNATI YARATMADAN ÖNCE KALEMİ YARATTI VE ONA 'YAZ!' DEDİ. KALEM: 'NEYİ YAZAYIM YA RABBİ?' DEYİNCE, ALLAH, 'KADERİ YAZ!' BUYURDU."
Bir de; Necip Fazıl bey, "bal olsa yemem!" derken gerçekten de hiç bal yememiş mi acaba? Böyle bir şey mümkün olmadığına göre, bu şair de "Şuara/Şairler" suresinde bahsi geçen şeytani ilhamlara mazhar yalancı şairlerden olmuyor mu?
Rabbim hiç bir kimseyi, fanilerin beğenilerine mazhar olabilmek için böyle yalan ve yanlış ifadelere imza attırmasın amin!
Adnan bey, hiç kimse bu dünyaya kendi iradesi ile ve istediği zamanda gelemez. Bunun takdiri daha kainat yaratılmadan önce bizzat Allah tarafından yapılmış ve ana kader kitabı olan Levh-i Mahfuz'a kaydedilmiştir. Hiç kimse orada yazılan takdirin dışına çıkamaz ve bu dünyaya bir saniye önce ya da bir saniye sonra gelemez. Çünkü onları gönderen asla böyle bir şeye imza atmaz! Zira onun indinde/katında alınan kararlarda ki- bunlara sünnetullah ya da adetullah denir- asla bir değişiklik söz konusu olmaz.
Hayırlı çalışmalar.
Allah-c.c-, hiç kimseyi gücünün fevkindeki bir şey ile mükellef kılmaz. O, bize sadece fıtratımıza uygun düşen ve aczimizle ve fakrımızla mütenasip şeyleri emreder ki, Kur'an ayetleri ve sahih hadisler mütemadiyen bizlere bu gibi şeyleri ders veriyor. Hatta bu mevzuyla alakalı bir de sure indirilmiştir ki adı, "Tahrim" suresidir. Bu surenin indiriliş sebebi ise, Resulllah-s.a.v- eşlerinin isteklerine uyarak bal yemeyeceğine dair yemin etmesidir. Allah-c.c-, surenin başında böyle bir yemin ettiği için esulullah'a sitem etmekte ve "ALLAH'IN SANA HELEL ETTİĞİ BİR ŞEYİ BAZI EŞLERİNİN HATIRI İÇİN NİÇİN YEMEKTEN İMTİNA EDİYORSUN...?" mealinde şeyler söylemektedir. Necip Fazıl bir tarikat mensubu olduğu için, kendisine ölçü olarak Kur'an ve sahih hadisler yerine cahil tarikat şeyhinin batıl düsturlarını ölçü edinmiştir. Onun içindir ki, onun bir çok şiirinde bu gibi gayr-i İslami ifadeleri görmek mümkündür.
Allah diyelim...
Şiirinizi
beğeni ile okudum
Allah Derim Başka birşey demem!
şiirleri çok ama çok güzel Allah rahmet eylesin cCc
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta