Melez bir göçebeyim bu diyarda
Unutmak benim harcım değil
Dokunmalar üzere parçalanmış haritaların
Anlam coğrafyasında her tarafımı kanatsa da
Yalnızlık!
Mevsim hafiften ayaza çalarsa
Soy adlarıyla zamana kaydedilen
Sesime esmer yalnızlıklar düşerken
Çılgın melodiler eşliğinde bir cümbüşü andırır
Şimdi yaşadığımız şehirler...
İlk kez girdiğimiz sokak...Ölüm sessizliği
Yabansı türküler söyler
Ey sevgili...
Gidişin mecburiyetin koynuna girdiğinde
Buz kesmiş duyguların soysuz yalnızlığında
Şehir gibi çürüdüm / Bir hoyrat sancı kaldım
Ahlarım kadar 'vahh'ların muhasebesini de yaptım
Kurumuş çiçeklerin dal ucu kadar
Reis Çatlı'nın anısına....
Savruluşlarda fotoğraflanan adama...
Darda boy verdi esmer yanlarımız
Çehrende koparılmış
Bir gül tebessümü
Umudu yorgun düşmüş
Birine uzanmış, sunulmuş
Ama nedense mutlu olamamış
Fotograf!
Ne zaman bir sıla türküsü dinlesem
Sen girersin düşüme
Gözlerin gurbet olur
Hep özlemini çektiğim
Gönül ufkumda!
Ne olursun bir mektup yaz
Güne düştüm...Güne düştüm...Gölgeden güne düştüm...
Felek evin yıkılsın...Dediğin üne düştüm...
Off ulan off!
De hele Reis de hele...Nedir bu hal?
Üç yirmilik ömrün iki yirmisini tükettik
Hala bir baltaya sap olamadık
Sözüm ona büyüdüm ben.
Hala yırtmaçlı ceket
İspanyol paça pantolon giyiyorum
Ya ayakkabıları?
Hala derin kuyu lastiği
Ve okuduğuma göre
Yalvarıyorum size geceler
Sarmayın beni hüznünüzle
Mahsun gönlüme yalnızlık çökmesin
Bu gece
Acısını sen kadar kimse bilmez
Yalnızlığımın
İnat bu inat... Bendeki bu inat
İnadına inat bendeki bu inat
Şehirdeki mezar...
Barikatlar ardı ceset...
Parkamdaki kir...
Bendeki bu inat... İnadına inat
...içinizdeki kimsenin herşeyi bizim de özlemimiz olmuştur....yüreğinize sağlık