Dağları bürümüş bir sisli duman,
Vuruldum yandım da daha ölmedim.
Oy Aybüke ,sensiz akmıyor zaman,
Nedir yaşam, dünya ne hiç bilmedim.
Gerilse okların, vurmaz; yay düşer.
Sarmış bedenimi sükûtun keyfi;
Kâvî renkte mavi, nâçar dalgalar.
Sanki bende gezer bir gizli sâkî,
Ruhumla birlikte uçar dalgalar.
Ne meyden sarhoşum nede müptelâ.
Seni seven ben değil, Yaradan dileğidir.
Hicrânın her deminde bu ağlayan ben değil.
Yollar bahâne, sebep, kaderin eleğidir.
Felek hain bir kere, o vefâsız sen değil.
.
Gökte eriyor gündüz, çırpınıyor uzaktan,
Dervişin ruhu bizi mistik âleme saldı.
Geceyi üstüne çek şu silinmiş ufuktan,
Geceler şu gündüzün aklını baştan aldı.
*
Aşk yarasından can veren dervişin nefesidir,
Nice Ademi alır bağrına kara toprak,
Efendim hatırına dönüyor yalan dünya.
Kımıldamaz habersiz kuru dalda bir yaprak,
Her âlem gibi yalan, Vallahi talan dünya.
*
Yokluğu hasret olur, yüreğinde bir yara,
Sükûta erdiren hâl, ruhuma derin hûşû,
Înce bir tül içinde aşk'a daldı düşlerim.
Sığmaz engin dağlara, doldurur her boşluğu,
Her tenine bir melhem, şifâdır öpüşlerim.
***
Gel de hicrâna vuslat ol, şu gönlümü doyur.
Hem deyyusdur hem şarlatan,
Onlar ki kendini biliyor.
Belli! Irzı kırık anadan,
Tükürsen yüzüne, gülüyor.
Dinler ibnenin sedâsını,
Gerilse okların, vurmaz; yay düşer
Kara gözlerine gökten ay düşer
Allanmış dudaktan bana pay düşer
Seninde ciğerin yansın Dilrûbâ.
***
Yaktığın ateşi söner mi sandın?
Bir ömür ayıkla, kir tuzaklarda,
Fitne yuvasında kan görüyorum.
Sorma vefasızı, çok uzaklarda,
İnsan gibi biraz, İzzet diyorum.
Efkâra tutuşup yananlar bilir.
Musalla taşında ben, sevdam oldu bilmece,
Kalbinde bana karşı merhamet duyamadım.
Cennetsi gözlerinde tünedim senelerce...
Yaşadım kahroldum da, ben sana doyamadım.
*
Ey efkâra bürünmüş gözleri gece kadın!



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!