Zemheride gül açar, ruhuma peydâ olur.
Meylerde sâki nâçar, gizemli hülya olur.
Gizlerde peri uçar, sanki bir Leylâ olur.
O girdabın dibi yok, can ten'den çıkmayınca.
**
Aşkın sıcak kolları sanki bir dulda olur.
Diş biledim sensiz geçen nice gecelere
Küstüm seni anlatmaktan âciz hecelere
Sordum deli Mecnûn gibi, seni nicelere
Pişmanım!
Kaybederken yine seni çöken şafaklarda
Buz gibi soğuk kafes, yirmi adımlık oda,
Kara heykeller gibi duruyor şu ranzalar.
Delik deşik uykular, vuslatım hep yollarda,
Bin bir acıyla beni, vuruyor şu ranzalar.
***
Kulağımda çınlıyor geçmişin tatlı sesi,
Yalvar Allah'a, belki maksâdına erersin,
Bu âlemde ne bir gün, ne bir ay, nede yıl var.
İnceden süzülerek vuslatına girersin,
Bu dünya gerçek değil, ölüm diye bir yol var.
*
Bir gönül girdâbına iter seni hasretin,
Rüzgâr mâziyi salsın bendeki özlem başka.
Hislerimi titreten o gözler ki servetin,
Duygular hasret kalsın sendeki yarım aşka.
***
Ben idim bu râhlede zevkten dört köşe uçan,
Şu kalbim bir sevdaya ılık ılık eriyor,
Ey sâki, sen ki bana bir gönül meddâhısın.
Unutamadım onu, bu kalp halâ seviyor,
Çilingir sofrasının neşeli günahısın.
Geceler efkârımı dindiremiyor neden?
Kaderde yazılmış, yaşanır vedâ,
Gözlerdeki hasret seni özlüyor.
Sızlayan kalbimle edip elvedâ,
Şu bendeki ezâ sana benziyor.
***
Aşk, tek kelimelik vurgun hecedir
Su akar yolunu bulur,
Irk akar soyunu bulur.
Soy aslına rücu olur,
Selam Türkmen Alevi’ye.
Buluruz kutlu felâhı,
Nice gamlı kedere düşmüştüm senin için,
El gibisin, sırıtma karşıma geçip geçip.
Bir inkâra bürünüp yaşarken kendin için
İpe dizerdim seni her gece içip içip.
Ah Leylâ!
***
Çağır gözlerinle o kuytulardan,
Şu bendeki kırık kalp yerin olsun.
Uyandır derince o uykulardan,
Al şiirlerimi hep senin olsun.
*
Dinle de sevenin aşk hitâbını,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!