...Sessiz gecelerim yine bir liman olmuş
Suskunluğumun kaçıp sığındığı bir kuytu barınak...
Yabancı gülümseyişler dokunuyor bazen kalbime
İçimden,kaçıp gitmek geliyor uzaklara
Suskunluğuma sarılıyorum yeniden
Ne güzel oluyor dinlemek
Şu kahve falında çıkanları
Fala bakan sallıyor bir yandan
Bir yandan da hoşuma gidiyor anlattıkları
Mesela diyor ki,iki vakte kadar yolun var
denizler sonsuzluk kadar büyük
gözlerin gibi de engin,masmavi
oturup seyrettimmi huzur veriyor
aynı sana çekmişler besbelli
topraksa denizlerin sarhoşluğundan kurtarmakta
lambalar söndüler bir bir evlerde
bütün bu koca şehir uykuya daldı
kalbimin ışıklarını da sen söndürmüştün gidince
adına hasret denen sonsuz bir karanlık beni aldı
alev alev yanıyordu kara yangınlar içimde
Bir kapı var birde sapı
Kapıyı normal desekte
Sapı belki pislik dolu
Kapıya kimse elleyip dokunmazken
Herkesin kapının sapında kolu..
Kelebekler kadar özgürüm
Taşların kayaların sesini dinlerken
Can dostumu hatırlarım bazen
Uçan kuşları izlerken....
Değişmemişse hayata bakışın
İyimi dediydiniz benim için
Ben bir işe yaramaz avareyim
Takmışım aklıma bazı şeyleri
Peşlerine dolanıp duran divaneyim
İyi olmak zaten kısmet değildi
Kiraz hanım mahallemizin güzeli
Eski ahşap evde oturur bildim bileli
Kimi kimsesi varmıdır,bilen yoktur
Uzaktan uzağa severim yıllardan beri
Çamaşır günü oturur çamaşır yıkar
Sarışın,
Sapsarı
Ayva gözlü,
Ispanak dudaklı
Armut burunlu
ve de,
Karyola...
Karyola,zalim karyola,hain karyola
Gıcır gıcır ötmenin sırasımı ey karyola
Yağını balını dökeyim tez zamanda da
Rezil etme beni bir daha,dosta düşmana...
GÖNÜLDEN TEBRİKLER YÜREK SESİNİZE...SAYGILAR EYLEM KARABULUT