sabahtan önce olacaksın burada
ve Dante ve Logos ve bütün katmanlar ve gizemler
ve yanık ay
sabah öncesi burada yaratacağın
müziğin beyaz yüzeyi arkasında
adamakıllı yumuşak şarkılı ipek
Âlâyiş-i dünyâdan el çekmege niyyet var
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Devamını Oku
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Mescid-i Aksa
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnını koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı görüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
Mehmet Akif İnan
AMERİKAN EMPERYALİZMİNİN ELİ KANLI UŞAĞI İNSANLIK DÜŞMANI SİYONİST İSRAİL YÖNETİMİNİ NEFRETLE KINIYORUM!
(ben Arap Naci den kopyaladım..siz de ordan ya da burdan kopyalayın..ama yapıştırın bu yazıyı buraya..)
@..
bu şiire giremedik bir türlü..nobel bahsinde Evliya ya.. dışkı tini bahsinde Kemal amcaya katılmamak mümkün değil..
@..
Da Tagte Es
bırak bütün bu sahte vedâları
dalgalanmış elinde örtü
sen ki toprak için değilsin artık
ve buğusuz cam gözlerinin üzerinde.
(Türkçeye çeviren: İsmail Aksoy)
Samuel Beckett
'fal da biter ey Avigdor!
Beckett’in kaşığına kulak ver /
onu diline savur...
çünkü
şiirde geçmez zaman /
şiirde ölmez masallar...
tükenir lupus /
sabır ve diken küle beyan /
rüzgâr sus pus…'........'
('Lupus'tan son bölüm - N. Erlaçin)
Beckett'in, dilimize savrulan her cümlesi ilham vericidir.
Sınırları zorlayan bir yazardı. Çok çalışkan, fazlasıyla üretken ama her zaman gerçek bir direnişçiydi. Hiçliğe dikkat çekerken aslında savaşmayı öneriyordu bize.
'Alba', güzel şiirlerinden biri...Çeviriyi de sevdim. Ancak ben olsam, sondan üçüncü dizede geçen 'host' sözcüğünü 'ordu kalabalığı' olarak mı çevirirdim, bundan emin değilim.
'and no host /
only I and then the sheet /
and bulk dead '....
Sanki yalnızlığını vurgularken, bir 'karşılayan', bir 'ev sahibi' yok dermiş gibidir burada...
Tıpkı Metin Altıok'un çaldığı kapılarda kimseyi bulamaması ya da Attila İlhan'ın 'ne kadınlar sevdim, zaten yoktular' demesi gibi...Fakat Beckett felsefi bir yaklaşımla ve daha kapalı bir şiir diliyle anlatmış derdini...
Seçici kurula teşekkürlerimle...
Tam bir yıl önce bugün yorumlamışım.
Şimdi bahse girerim (Yani o kadar kati bir his oluştu içimde) seçici kurulun elinde iki şiir torbası var.Bir sağ torbadan bir sol torbadan tombala çekiyorlar.Arada sırada eşe dosta da bir göz atıyorlar.:(
bir umudun yeterinden az vuku bulması hüzne dönüşürken hissetmek çaresizliği
Has şiir (!) gâvurun ; has yorum , sarhoş alığın ...
Çok hoşuna gitti , gâvurcu kalabalığın ...
Anlamsız bir yazıda , ne de çok şey buldun sen ;
Ey okuyan , söyle , nedir bundan anladığın ...?
Her şiirin güzelliği estetiği kanımca kendi orjinal dilinde daha anlam kazanır. Çeviriyi yermek amacıyla değil şiirde ki havayı yakalamak amacıyla ..Olması gereken de bu okuduğumda o hazı alamadım..
yalnız ben ve ceketim...sen eğil sidretül müntehanın gölgesine...
Bu şiir ile ilgili 57 tane yorum bulunmakta