Bir çift kanat isterim.
Gökyüzünde süzülmek değil,
Dalına konabilmektir hasretim.
Ne renk ne ses isterim.
Soğuk bir sonbahar gecesinde,
Dursam hayal bahçesinde,
Akıl berrak gönül sarhoş.
Yeşerse bir nefes kelamın,
Kurumuş ellerimde.
O bahçede kınanmaz kimse,
Bir damla su idim,
Adıma insan dediler.
Bir sert kayaya düştüm,
Adına dünya dediler.
Şimdi ben bir çakıl taşı,
Sana açtım içimi ey hüzün,
Gez boş sokaklarında gönlümün.
Sonbahar yaprakları savurdum,
Hepsi o güzel baharı görmüş.
Sana geldim ben ey hüzün,
Kaç şiir, kaç roman,
Bir insan yapar?
Bak ayak ucunda adın.
Kaç şarkı, kaç diyar,
Bir hayat yapar?
Niye çaresiz bakışların?
Buğulu ve naif gözlerin,
Ufku görür sen istersen.
Kapanmış omuzların,
Yine düşmüş o yüzün.
Yoklukta buldum ben seni ey dost,
Anamın lokmasında,
Babamın avuçlarında.
Gözlerde buldum ben seni ey dost,
Kardeşimin göz yaşında,
Yokluğun acıtmıyor ki artık o kadar,
Varlığın da savurmuyor öyle deli dolu.
Kurumuş kabuk bağlamış çocuk ruhum,
Bir iki dal ve birkaç nedensiz yaprak.
Bir dokunsan öylece dökülür dallarım,
Seni bekliyorum merhaba durağında.
Kırmızı arabaları saydım,
Ve kırık kaldırım taşlarını.
Henüz birkaç saat oldu,
Bak gün öğleni bulmakta.
Sırtını mı döneceksin?
Sormayacak mısın?
Çocuk, nasılsın?
Küllerimin altında için için,
Yanmaktayım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!