Kanlı diller yağıyor
Göklerin derinlerinden.
Cümle saksağan
Mültecidir
Saçaklarında gri şehrin.
Ve tüm kazmalar
-Diagnos-
Gösterdiğin resimlerde ruhum yok,
İçime ayna değil ahkam kartların.
Oysa her gülüşünün sızanıdır hasret gazı,
Yüzünün tebessümlü sübablarından.
Yeşilce çınlatılan tüm kahkahalar
Bir bilsen, ah bir bilsen
Uzadıkça yiten gecelerimin
Kahrını seninle dindirmiştim.
Tebessümünün sıcaklığı
Düştüğünde zihnimin derinlerine,
Filiz filiz erimiştim.
giderken,
iyice seçilmez olduğunda doğuyor gönlüme güneşin.
garip!
oysa daha demin beraberdik,
daha demin karanlıktı çevremiz.
ki taze bulutlarında yürürken ruhunun,
Paylaşılan acılar,
Sorulara kafa patlatmalar,
Umarsız bilimeyene atılan ilk adım,
Hayayın ilk gözyaşını sana sunduğu an,
Bir şey yapamadan donakalırsın.
Bir kelime dahi süzülüpte karışamaz ruhlara.
kinle bir bir deviriyorum önüme gelen tüm günleri,
tüm mısralarım havaya savrulmuş paçavralar rengarenk...
ölsem diyorum
ölsem belki daha faydalı olur varlığım bu yaşlı dünyada,
bir karanfil büyür belki yanmışlığımın küllerinden sıyrılıpta...
onca zaman geçirdiğin
nasılsa aramaz olacak ansızın?
günlük, insanı boğan telaşelerine yoracaksın,
yaşam derdine, geçim sıkıntılarına vereceksin
arayamamalarının tane tane dizili özürlerini..
neden sonra gelecek aklına aramak,
Kelime terbiyecisi dostum...
bu ismi tarih
unutulmayanlara yazacak...