Karanlığın uzak dallarında gizlenen
Bir baykuşun sesiyim
Yüzümü görürseniz sesimi duyamazsınız
Yine avare yürüyorum
Caddelerde
Vitrin camlarına yüzümü çizdiriyorum
Aklımda hala daha çok genç olmalıyım ki
Oldukça yaşlı bir adam
Camlardan merakla bakan
Dün istifa ettim kendimden
Artık ne karar verirsem vereyim
Beni bağlamaz
Ben murada ermeyi sende
Başımı başının yanına koyunca
Kadife kılıflı bir yastıkken gece
Bir cırcır böceği bir yıldıza
Bir çarşaf dolusu kırışık
En rahat uykulara
Buluttaki şavk mısın
Gözümdeki ak mısın
Doruklara ağmış kar mısın
Çıktığın yükseklerden süzülerek
Acının yataklarında akar mısın
Duvar yazıları hep bu okuduklarım
Okuyorum okuyorum bitmiyor duvar
Bir dert var ki yazılmış
Benim de bir derdim var
Ben de okunuyorum
Bir tuğla çıkarsam duvardan
Ben insanım
Gururum olsun benim
Kırılabileyim
Tutkularım olsun
Peşinden çılgınca sürüklenebileyim
Ne diyeyim bilemedim
Sadece ne diyeyim bilemediğimi bil istedim
Hayvanlar da bizim gibi
Hep bir telaş içindeler
Bir açlık, bir arayış
Üzerinden mevsimler geçen ovalar gibi
Daima açık avuçları
Durmayı bilmiyor elleri ayakları
Karanlıkta parladı metal plakalar
Kimyası meçhul
Gümüş renginde ama gümüş değildi
Hamur gibi ince açılmıştı
Yumuşak
Bilinemedi kimdi
kısa ve öz