Yalnızlığı
Camlarına soğuk rüzgarlar çarpan
Sıcacık bir odadaki boş bir somya gibiydi
Şöyle çömelip üzerine rahatça uzanmak istedim
Sessizliği
Fabrika ayarları böyle
Kapanan bir kavanozun kapağı gibi döner
Geçmişi sıkıca kapatarak bir daha açılmamacasına
Mutluluk
mutluluk basittir, çok basittir aslında
bazen
yazın öğle sıcağında
bir ağaç gölgesinde rastgeldiğiniz
denizden uçup gelmiş serin bir esintidir
Sen mi seçmiştin beni
Ben mi seçmiştim seni
Bilmem neden tutmuştum
Buz gibi ellerini
Aram daima açık
Görmeye duymaya unutulur gider
Yük boşalır bedenden sancısı diner
Ne yokluğu duyulur ne bir hafiflik
Dinginlik içinde aşk biter
Ayrı kala kala ayrılık biter
Deniz mavi bir kağıt olmuş
Katlanmış katlanmış katlanmış milyon kere
Bir tek dalga olmuş
Gece siyah bir kağıt olmuş
Katlanmış katlanmış katlanmış milyon kere
Birbirine bakan iki çift göz
Karşı karşıya duran iki ayna
Düşmüşler derin bir kuyuya
Bakarlarken sonsuzluklarına
hayat narinliktir
bir yaprak gibi yırtılabilmektir hayat
hayat
iki çakıl taşı arasında sıkışıp verebilmektir
açık avuçtaki mendil gibi
Yolculuktayım
Erken kalktığımdandır
Yorgunum
Beyaz üzerine
Beyaz harflerle olduğu için
Ne düşündüğümü
umudun saatidir sabah
günün goncası
gözlerinden çapakları silerken
rüya gibi unutulur karanlıklar
yine davetlisin hayata
kısa ve öz