Şıp,şıp diye yerde ses çıkardı,
Esmer alından düşen iki damla ter.
Davasının adı karın tokluğunaydı,
Akşam çoluk çocuk,
Et nerde, ekmek bekler.
İlk işe başladığında,yirmisindeydi ve gençti,
Şimdilerde kırkında, kel ve göbekli,
Bedeni çoktan iflas etti.
Adı sanı işçiydi,emeklilik artık hayaldi.
Bakmışsın kömür ocağındaydı,
Yada bir dikiş makinasında
Bir yolda veya yol kenarında,
Bazen de homurtusu kulakları sağır eden
Ömründen gün çalan robotun ardında.
Gece gündüzü yoktu mesela,
Hemşire,mühendis,çiftçide oldu ama,
Cebi boşluğa alıştırıldı.
Allaha şükür,karnı toktu ya,
Yarımdan az fazla da olsa.
Canlıların çalışamayacağı yerlerde çalıştı,
Irgat oldu adı yük taşıdı.
Elleri haramsızından nasırlıydı.
Hey koca götlü dünya
Bir gün de rahatından nefes alsaydı.
Zira işçiydi ve çoktan astımlı...
Patronuna zeval vermesin kimse,
Ya kanını emecek biri olmasaydı.
Bizim işçi hala bir adım gidememişti.
Efendisinin serveti çoktan İsviçre’yi geçmişti.
Yağızındandı cemali,temizindendi yüreği,
Adı her zaman işçi...
Ümit ALPHAN // Bayramımız kutlu olsun//
Kayıt Tarihi : 19.12.2012 10:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir yerde olmayınca olmuyor olmanın verdiği
yorgunluklar,bıkkınlıklar, üzüntüler
tedaviler, tedaviler.
Mikroenjeksiyonlar, transferler
ve nihayet ağızlarında gümüş kaşıkla doğan
nazlı bebekler
çok yaşasınlar...
.......
Bir yanda çamura saplanmış yaşamlar
istenmeyen gebelikler
sokağa atılan hayatlar
selpakçılar, ballyciler, tinerciler
çuvala doldurulup sokağa dökülen
üç beş bozuk para değerinde!
küçücük masum canlar
Bir lokma ekmek uğruna ne hayatlar sönüyor
o zaten doğarken ölenlerden
ya altı çocuğu var
ya altı çocuktan biri
kaderinin oyunu...
Kimi köpük partisinde
kimi Tuzla tersanesinde
kimisi çok paradan
kimisi çok az paradan
ölüm meleği elini
uzatıp alıyor aradan
Türküz, doğruyuz, çalışkanız ya
bir hiç uğruna, ya da ihmal
ölürüz, ya da şehid oluruz.
Böyle gittikçe
daha çoook ölümler olacak
viran olası açlık varken
bu sefil hanede
bu vurdumduymazlık
bu sorumlu sorumsuzlar oldukça.
Ekmek parası şehitleri:
burada ölüm bahane
uykusuzmuş, mesaide
uykusunda düşüp ölmüş
yangın çıkıp, yanıp ölmüş
başına çivi düşüp ölmüş
iskele çökmüş ölmüş-ler
denize düşmüş, can yeleği yokmuş ölmüşler
boyadan zehirlenip ölmüşler
gaz kaçağından ölmüş-ler
güneş çarpmış, sıcak vurmuş ölmüşler
kar yağınca gece donup ölmüşler
ambulans geç gelince ölmüşler
ambulans hiç gelmeyince yine ölmüşler
patron önlem alacağız deyip
almayınca ölmüşler
devlet önlem alacağız deyip
almayınca iki kere ölmüşler
en sonunda kum torbası niyetine ölmüşler..
Ölüm tersaneleri:
size söylüyorum
ey taşeron şirketlerin
prangasız beyaz köleleri
yoksul mahallelerin ucuz iş güçleri
erkekliğin namusu adına bedavaya çalışırken ölenler
suçunuz günahınız işçi bile olamamak
analarınızın, bacılarınızın, karılarınızın
evlatlarınızın başı sağolsun...
Zulüm tersaneleri:
ey taşeron şirketler
ve onlara iş veren uyanık patronlar
emeğin karşılığını az verenler
ölüm tersanelerinde ihmali olup
cinayete davetiye çıkaran
vurdumduymazlar
hep kimsesiz, güçsüz
garipler mi ağlayacak
şu gemiler suya inerken
şampanyalar kimin için patlayacak
çok iş
az para
çok kâr
çokca ihmal
ölümle kumar
hep size düşeş geliyor bu zar.
Ama şunu bilin ki
veremezsiniz bu ölümlerin hesabını
ne dünyada
ne ahrette
yani
kalmayacak yanınıza kâr.
13 ağustos 2008
Birol Hepgüler.
Birol Hepgüler
İhmal kurbanları Prangasız köleler Günahsızlar Sigara parasına Boğaz tokluğuna Hiç uğruna ölenler. İnsanlık da öldü Martılar tutsun mateminizi.
TÜM YORUMLAR (1)