Ayrıydık bunca vakittir
Birkaç defalık rastlantı
Ansızın Rüyalarımda belirmen
Söyler misin? nedir bunun adı
Yollarımız da kesişir elbet
Akar zaman, su gibi ilmek ilmek
Kalan son şey ilk zamanki gibi sevmek.
Bir soğuk kış günü sevmiştim seni
Yürüdüğün yollardan takip ederdim, ayak izlerini
Varacağın durak hep aynı olurdu, imkansız şiiri.
Ey şeydası küsmüş insan
Yıllarda geçse geçmiyor içindeki acı
Bitmek bilmeyen bir sancı
Değil zaman her şeyin ilacı.
Ey ölümlü insan
İzin verir misin? Bana toprak ana
İnsan olabilmek için küçük bir çukur kazacağım
İçine:
Kibrimi atsam: çukur küçük der
Nefsimi atsam: saray ister
Nefretimi atsam: toprak yetmez
Çok şeyler öğrenir insan
Görmekte zorlandığı küçük bir karıncadan,
Sabırla yattığı hastane yatağından,
Sırtına hançer saplayan arkadaştan,
Yanıp küllere döndüğü aşktan,
Ve okusa bile uygulamadığı kılavuzdan.
Yaşayan Ölülere;
Merhamet Yağmurları Yağsa,
Adalet Şimşekleri Çaksa,
İyilik Dereleri Taşsa,
Ne Fayda!
Kılavuzunu Kaybetmiş Bulur İmanı Sağlamsa.
Artık ne masumuz ne yalandan yoksun
İnsan değil mi bırak o kadar da olsun
Yeridir yuvası yalan dünyada doğsun
Çiçek gibi ölsün, sulandıkça solsun
Kötülükle beslensin gözleri doysun
Gözleri kapansın toprakta kaybolsun.
İzliyorum insanlığı iki çift pencereden
Yüzleri tanınmıyor kararmış kibirden
Koşuyor dünyevi zevklerin peşinden
Kendine gel, son kum tanesi de düşmeden
Nasıl taşıyayım ben bu canı
Var omuzlarımda dertler kervanı
Verseler ne yazar Süleyman'ın tahtını
Gideceğimiz yer aynı toprağın altı.
İncitme sen de artık dünyayı
Belki bu gün vatanını seven bir insancıksın(kendi tabirin) inşaallah yarınlarda vatanına ve milletine faydalı bir insan olacaksın. Başın hep dik, yolun ve bahtın açık olsun, yüreğindeki vatan sevgin eksilmesin.