Dışarı da pusu da hain karanlık.
İçerde bir duvar,suratı asık.
Bir kapı,pencere,birde parmaklık.
Bir yatak,bir yorgan,birde taş yastık.
Bir halı,bir masa,duvarda ayna.
Bir ampul is tutmuş,soluk aydınlık.
Yaşamak nefes almak değil sadece,
Yaşamak bir kuşun kanat çırpışındaki heyecan.
Karıncanın hayat savaşındaki ibret.
Canlının doğaya karşı verdiği,
Var olma savaşındaki sırdır.
Var olma savaşıdır insanın,
Varsın,
Karanlıkları doğursun akşamlar.
Derin bir hüzne boğulsun geceler.
Büyük bir sabırla bekliyorum doğuşunu,
Zafer senindir inan.
Her şafak bir gün doğurmaya mahkum,
Tarifin mümkün mü anlatmak seni.
Okyanuslar almaz sözüm olsa da.
Lakin duygularım zorluyor beni.
Gönül isterdi ki derya olsam da.
Anlatsam cihana adamlığını.
Her bayram sabahı gurbet elinde
İçimi bir acı bir hüzün kaplar
Geçmiş yıllarımı hayal ettikçe
Yüreğim burkulur gözlerim dolar.
Hep hayal ederim çocukluğumu
Söküp yerinden aldım yüreğim avucumda,
Bir ucunda gözyaşı hüzün var bir ucunda.
Ben dünyanın bir ucu sende öbür ucunda.
Vakit ayrılık vakti güneş hasret burcunda.
Bu gece gökyüzünden başıma yıldız yağdı,
Gözleri denize benzer
Saçları turnadan eser
Bütün kainattan güzel
Öyle güzel benimkisi.
Bin çiçeğin bir tek gülü
En çirkin entrikalarıyla saldırdılar,
Gün görmemiş,
Adamlık nedir bilmeyen,
Dev cüsseli yürekleri cüce,
İnsan neslinin en kahpesi,
Şeytan ve askerleri.
Gün vardı dertleri ikiye böldük,
Gün vardı eğlendik kadeh tokuştuk.
Beraber ağladık beraber güldük.
Şimdi halimize ne oldu kardaş.
Demek böyleymiş nasip ve kader.
Çeçenistan kan ağlıyor,
Zalim Moskof can alıyor,
Dünya seyirci kalıyor,
Sen nerdesin Anadolu.
Ey kör oğlunun diyarı,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!