Gövdemin üstündeki dertli baş gibi
Göz pınarlarımda kurumayan yaş gibi
Her öğün soframdaki ekmekle aş gibi
Yemin ettim kalacaksın ölene kadar
Ant içtim kitabın üstüne el bastım
Kara gurbet meskenim oldu
Izdırapla keder içime doldu
Tel tel saçlarımı kimler yoldu
Merak edipte sordunmu güzel
Bir valizle anıları ettin hediye
Kafesteki kuş gibi dardayım
Yetiş ey zalim tut elimden
Mecnun misali ahu zardayım
Yetiş ey zalim tut elimden
Çaresi olmayan derde düştüm
Ağla gözlerim ağla, yağmurlar gibi
Ağlamanın tam zamanı şimdi
Kabar yüreğim kabar, dalgalar gibi
Bendini yıkmanın zamanı şimdi
Bu güne dek hep dertten ağladın
Gelen vurur giden vurur
Ne vicdan ne yasa korur
Böyle adalet mi olur
Yok mu garibi güldürecek
Kimler ezmiyor basa basa
Geçen yıl bu vakitlerde
Güneşli bir sonbahar sabahıydı
Dükkanın önüne oturmuş
Bakıyordum gelip geçene
Genç bir çift ilişti gözüme
Henüz silinmemişti
Bıktım kanla toprak yoğurmaktan
Tükendim her gün dokuz doğurmaktan
Sesim çıkmaz oldu bağırmaktan
Kimse yok mu, kimse yok mu orada
Gün ışığı girmez yok kapı pencere
Neşe dolu bir kelamın
Sence karşılığı nedir
Göz ucuyla bir selamın
Sence karşılığı nedir
Şakacıktan çatışın
Gönlünde olmuş büyük zelzele
Kanlı gözyaşların dönmüş sele
Muhtaç kalmışsın bir dost ele
Oh olsun kendi düşen ağlamaz
Dost sandıkların bir bir sokmuş
Başındaki beyaz kar yarin teni olsa
Kanmam sana kanmam koca şehir
Gökte siyah bulutların beni olsa
Kanmam sana kanmam koca şehir
Koklamam senin çiçeklerini güllerini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!