On beşi bu gün on ikinci ayın
Yine muhteşem başladı yayın
Elimdeki yeni demlenmiş çayın
Bir yudumu senin
Bir yudumu benim can dost
Yoruldu gözlerim yol gözlemekten
Lâkin senden bir ışık görmedi
Tükendi ömrüm seni özlemekten
Lâkin senden bir ışık görmedi
Taş mı, toprak mı kalbin nedir
Bak gözlerim şu çıkmaz sokağa
Gir gire bildiğin her yere
Kuçak aç şu sonsuz boşluğa
Sarılırmış gibi sevdiğine
Artık yollarımız ayrılıyor
Göremezsin bir daha burasını
Kanma vicdanına insafına
Gir medeniyetin safına
Bakma eskilerin her lafına
Dost arıyorsan cebine bak
Her ülkeden az az deşirdiler
Bilsen nasıl kararıyor
Nasıl ıssızlaşıp uzuyor
Nasıl zor geçiyor
Seni sensiz yaşayarak
Bağdaş kurup oturuyorum
Bir tek sendin hak verip anlayan
Bir tek sendin el sözüne kanmayan
Hem yalnız bıraktın hem de yayan
Senin canın sağ olsun güzelim
Her zaman sevdiğini söylerdin
Buluşturmasın Allah dertle gamla
Asla tanıştırmasın cıvıkla hamla
Yağan yağmurlarla damla damla
Bereket üstüne olsun can dost
Huzurla yaşasın çocukların eşin
Çözümsüz bilmecemsin
Gündüzümsün, gecemsin
Unutulmaz hecemsin
Daha nem olacaksın
Canımsın, cananımsın
Yerleştik bir ağacın gölgesine
Salıncak kurduk gövdesine
Hiç rastlamamıştık böylesine
Ne güzel yermiş Dim çayı usta
Mangal yakıp çay demledik
Bir gün gelse dertlerim son bulsa
Al işte mutluluk senindir diyen olsa
Kıyametle kopar dönmez olur dünya
Benim bu kara bahtım doğuştan kara
Bu gönül bendeyken hiç dert mi biter




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!