Daha otuzunda
Bir ağırlık çöktü omzuma
Bir yorgunluk sardı bedenimi
Ayaklarım taşımaz oldu beni
Yoksa mevsimler mı değişti?
Haberim olmadan.
Baba nedir Ey çocuk!
Sana mutlu bir hayat sunmak için,
Gece gündüz düşünen,
Senin için canını bile verebilen,
Senin için yırtık ayakkabı ile gezebilen,
ve sana en güzel ayakkabıyı giydiren,
Ne ilk aşkımı
Ne de son aşkımı
Seni sevdiğim kadar,
Sevemedim.
Ne Kerem Aslı'yı
Doyulmuyor,
Doyulmuyor,
Gülüşüne,
Bakışına,
Sözülüşüne,
Endamına,
Duygulara hitap etmektir derdim.
Sözcüklerle dans etmek gibi bir gayem yok.
Hissetmek,hissettirmek çok önemli,
Ters esen rüzgarlara karşı,
Haykırmak,çığlık atmak,
Ve ona inat yaşamak,yaşatmak,
Ey Dicle!
Nelere şahit oldun bu sessizliğinle?
Ve gene sessizliğini bozmadın
Feke Tayran tembih etti diye mi sessiz kalıyorsun?
Bunca acıya,bunca katliama, bunca vahşette....
Bu ne muazzam bir tembihmiş!
Ey ilk sevgili!
kalbimin asıl sahibi,
sana kalbimde yer açtığım günden beri
Kalbimin asıl odasını sana tahsis ettim bilesin,
Bundan sonra ebediyen senindir,
ve senin olarak kalacak,
Yusuf hayal'ın deyimiyle:
On altı kişiyle başlamıştık.
Hepimiz doğunun en uçra köşelerinde gelmiştik.
Tek gayemiz vardı : o da okumak.
Zifiri karanlık bir odada elimde kalem,
Amaçsız,gayesiz ve hedefsiz yazıyorum.
Sonsuz bir noktaya gözlerimi dikmiş,
Anlam çıkartmaya yelteniyorum.
Balıklarla bir kara parçasında dans ediyorum şuan!
Sigaramın dumanı gibi,
Beni şiirlerle anlatamasın.
Kitaplarda hiç okuyamazsın.
Bir benzerimi kainatta bulamasın.
Ancak gözlerimde beni anlarsın.
Beni süslü cümlerle izah edemesin.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!