Bu kul, gençken, bir zamanlar çok günahkar idi,
Zannetti ki, zevk-ü sefa yanına kar idi.
Şükür, sade İlahi Rızaya boyun eğip,
Geç de olsa tevbe etti, mağfiret dileyip.
Türk’ün mesleğidir cihat, işte yine coştu,
Din-i İslam payidar olsun diye, hep koştu.
Tekbir alan askerin, gönlü iman dolmuştu,
Şehadet arzulayan, sevgiliye kavuştu.
Kimi Yaratana dost olurken ömür geçer,
Kalem ehli halin, kalem ehli anlar, derler,
Dost zannettiğin dahi menfaatle dönerler.
Gördüm, felek eski felektir, dünya dönektir,
Menfaat, kişilik ayarı için mehektir.
Kelime-i Tevhidi her dem söyle, sırlıdır,
Nimete şükret, mihnete sabret, hayırlıdır.
Zerre kadar imanı olan, Haktan yanadır,
Hak'ka şirk koşmamak, ateş uzak olanadır.
Verdiğin ömür lütfuna, ne kadar şükretsem azdır,
Hamd-ü Senalar ederim, özürüm çok, beynamazdır.
Yüz kere tövbeden dönen bu abdal, yaramazdır,
Ekmeğin değerini, elde yoğuran bilir,
Evladın değerini, çeken, doğuran bilir.
Ekmeğin sırrı, hamurla piştiği fırındandır,
Evladın sırrı, helal doğduğu karındandır.
Kardeştir, Türkmen, Tacik, Azeri, hep Türk boydur,
Hayat bir yolculuktur, durmaz hicret ederiz,
Zamanla yürürüz, öte evrene gideriz.
Rengine değil de, akıl ile gönlüne bak,
Adalet, sevgi, merhametle, gönüllere ak.
Dilerim, yaşarken her gün ahlarımız dinsin,
Ayrılmadan dünyadan, günahlarımız dinsin.
Arkadaşlarım, kedi, köpek, martılar insin,
Sevmeyenler ağlasın, sevenler sevinsin,
Hayırlı ömür dile, sıhhat ve iman ile,
Her nefeste Tevhidin eksiksiz bir an bile.
Yaşadığın sanaldır, gördüğün sade hile,
Huzur istersen hakim ol , ele, bele, dile.
Mal, makam varlık azabıdır, vakfa yığdın mı ?
Terk ederek, erenler dergahına sığdın mı?
Allah Sevgisi dolan gönle Rahmet yağmaz mı?
Yavru doğanda, ana bereketi sağmaz mı?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!