Mezara kadar.
Ben hayatımda, iki kez ağladım,
birincisi, doğarken,
diğeri ise,
Arkadaş boş yere,ne üzül ne de sevin,
Vuslat günü gelsin,kazarlar mezar derin,
Ben garibim deme, aç göğsünü de gerin,
Ayrı gayrı yoktur,mezarlık denen yerde.
Yeter ki vuslat gelip, ezrail haydi desin,
Ey mehtabımın yıldızı, sordum seni aydan,
Görmem dedi çoktan; nere gittin ki saraydan,
Baktım da bulutlar mı geçen, yoksa yanından,
Ey mehtabımın aşkı, bu gün nerde gezersin.
Akşam yine yorgun, yüreğim dertli soran yok,
Yıldızlara baktım, dökülür her biri gökten,
Bir,bir süzülüp geldi, gölün üstüne gökten,
Yıldız seli dağ taş, dökülür yerlere top,top,
Oynardı gölün kâlbini çalmış da sevinçten;
Elmas gibi taşlar nede hoş dan-s_e/diyorlar,
Elma armut geldi bağdan sapsarı,
Dizdi kızlar dalda kopmuş sapları,
Türkü söyler, evde kalmış yaşlılar,
yâr-a_rardır, yoktu erkek şansları.
A.Yüksel Şanlıer
Mavi
Bakma öyle üzgün, gözlerime.
Bulaştırma gözlerimi o senin uçsuz bucaksız mavilerine.
Ben, ben değilim,
O senin tanıdığın kişi değilim artık.
Çağırsan da, yalvarsan da,
Ne oldu bizlere
Hatırla sevdiğim yaşanan günleri,
Seninle dermiştik bahçeden gülleri,
Sevmiştim, gül tutan tuttuğum elleri,
Ne oldu bizlere, ayrıyız biz şimdi.
Lal dilimle, ne çuvallar ördüm,
Nice dostu, düşman gördüm,
Laf ebesi, dediler de attılar,
Beynimden vurulmuşa döndüm.
Ah eşek arısı, soksaydı dilimi,
Nerede şu benim dost bildiklerim,
Ne gelen ne giden var dostlarımdan,
Gün olur, gelecek bir dost gözlerim,
Gelmez de ölenler geçer aklımdan.
Beraber içerdik, suyla kahveyi,
Düşünceliyim,
bir karamsarlık, bir yılgınlık var içimde,
kaybettim,
düne kadar, var olan yüzlerimdeki neşemi,
yüzlerim asık, aklım karmakarışık,
beynimde dolaşmakta, yiyip bitiren bin bir düşünceler,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!