Gece yarısı. Saatler 25 Kasım'ı gösteriyor.
Bu, bir kutlama değil. Bu, sizin kaybettiğinizin resmidir.
Benim varlığımı, emeğimi, sevgimi hiçe sayanlar;
Bu tarih, benim intikam yemini ettiğim gün.
Annem, babam, kardeşim...
Siz bana ne bir sevgi ne de bir destek verdiniz.
Siz beni en büyük savaşımda yalnız bıraktınız.
Bu bir şikâyet değil, bu bir tespittir.
Yük bendim, dediniz. Oysa siz, sevgisizliğinizle benim sırtıma bir yük oldunuz.
O sahte dostlar, o boş sözler...
Aramayanlar, sormayanlar, merak etmeyenler...
Benim canım yandı bitti, evet. Ama o yangın külleri şimdi benim zırhım.
Siz, beni kaybettiğiniz o anın utancında boğulacaksınız.
Benim için bir feryat sanmayın bu sözleri.
Ben ağlamayı bitirdim. Ben kuruttum o lanetli yaşları.
Şimdi sıra size geldi.
Ben ayaktayım. Bakın. Dimdik duruyorum.
Sizin nankörlüğünüz beni yıkmadı, beni çelikleştirdi.
Siz benim yerimde olsaydınız, çoktan çökmüştünüz.
25 Kasım, artık benim için Yeniden Doğuş Günü.
Ne yapacağımı düşünmüyorum, yapıyorum.
Ne yapacağımı, kimseye söylemiyorum.
Hiç kimsem yok, biliyorum. Bu benim gücüm.
Çünkü hiç kimseye ihtiyacım yok.
Sizin sahte varlığınız, benim gerçek yalnızlığımdan daha tehlikeliydi.
Şimdi izleyin beni.
Siz, hayatınızın geri kalanında, benim size verdiğim sevgiyi arayacaksınız.
O aradığınız şeyin, sadece bende olduğunu anladığınız gün...
İşte o gün, sizin canınız yanacak. Benim değil.
Ben pes etmedim. Ben otuz yaşıma, tüm o kırıklarımla birlikte girdim.
Ve bu kırıklar, artık ışığı yansıtıyor.
Sizin gözlerinizi kamaştırmak için.
Kayıt Tarihi : 25.11.2025 00:30:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!