12. Kanto (Ezra Pound) Şiiri - İsmail Aksoy

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

12. Kanto (Ezra Pound)

Ve otururuz burada
duvar dibinde,
Arena romana, Diocletian'ın, les gradins (1*) (2*) (3*)
quarante-trois rangées en calcaire. (4*)
Dazlak Bacon (5*)
satın aldı bütün küçük bakır kuruşları Küba’da:
Un centavo, dos centavos, (6*)
“hepsini toplayıp getirin' dedi ırgatlarına
“Getirin onları büyük barakaya”, dedi Dazlak,
Ve köleler getirdi onları:
“Onları büyük barakaya getirin” dedi Dazlak,
Ve ırgatları getirdi onları
“getirip koydular büyük barakaya,”
Henry’nin diyebileceği gibi.
Havana’da Nicholas Castano (7*)
Onun da az biraz centavo’su vardı, fakat diğerleri
Bir yüzdelik ödemek zorundaydı.
Centavoları istediklerinde yüzdelik,
Tedavüldeki centavoları.
Dazlağın ilgisi
Para işlerineydi.
“İlgim yok başka herhangi bir işle,”
Demişti Dazlak.
Uyurdu kendisine zincirlediği iki erkek zenciyle,
Guardia regia, beline zincirlemişti (8*)
Gece sıvışıp gitmesinler diye;
Şimdi pek rağbette değil Kübalıların gözünde;
Ateşten dolayı 49 kiloya düştü.
Geri döndü Manhattan’a, eninde sonunda Manhattan’a.
24 Doğu 47inci, O’na rastladığımda, (9*)
Matbaa işi yapıyordu, yani acenteydi,
eski ahbaplarına gidiyordu,
Bürosu Nassau Caddesi’ndeydi, matbaalara iş dağıtırdı,
Ticari mektup kağıdı,
ve sonra, sigortacılık,
İşveren sorumluluk sigortası,
değişik sigorta çeşitleri,
Genelevlerde yangın sigortası, vs., komisyon,
Haftada 15 dolardan başlayan,
Pollon d'anthropon iden, (10*)
Bilirdi hangi nakliye şirketlerinin en çok dikkatsiz olduğunu;
ki orada insan daha fazla ihtimalle
Bir bacağını kaybedebilirdi kötü kaldırma makinelerinden ötürü;
Bilirdi yangın olacağını da, bir kerhanenin önünden geçerken,
Varırdı, mucizelerin Hermes’i, tesadüfen, (11*)
Mal sahibi angelos (12*)
O’nu çağırmaya gittikten iki dakika sonra.
Adamları 11.000 toplamıştı dört ayda
o Küba işinde,
Ama iflas ettiler,
Kendi payına düşen 40.000 mangır idi,
Bir keresinde “Wall Street’in hepsini yiyip bitirmek' istiyordu,
Ve fakat üç hafta sonra hepsini bıraktı.
Habitat cum Quade, çok iyi adamdır, (13*)
Geniş siyah bir şerit üstünde bir monokl taşıyan Mons Quade.
(Başka yerde anlatıldı) .
Dos Santos, José Maria dos Santos,
Duyduğunda bir tahıl gemisinin
Tagus halicinde karaya oturduğunu,
Gidip satın aldı onu açık arttırmada, nemo obstabat, (14*)
Başka kimse fiyat arttırmadı. “Lanet aptal! ” “Mısır
Mahvoldu tuzlu suyla,
Kullanılmaz, hiçbir işe yaramaz.' Dos Santos.
Bütün mal çürüdü deniz suyuyla.
Portekizli deli Dos Santos satın aldı onu,
İpotek ettirdi sonra baba mirasını,
e tot lo sieu aver, (15*)
Ve bütün Portekiz’den satın aldı domuz yavrularını,
domuzları, küçük domuzları, yağlı domuzları,
besledi o yükle,
İlk parti ikinci partinin alınmasını güvenceledi, undsoweiter, (16*)
Portekiz’in besili domuzları,
zamanın içeriğiyle semirdi,
Ve semirdi Dos Santos, Portekizli büyük toprak ağası
Göçüp gitti şimdi atalarının yanına.
Bunu suyla sırılsıklam olmuş mısırla yaptı.
(O haliçte muhtemelen tatlıydı su)
Cehennem ol Apovitch, Chicago nasılsa tek yer değil.
Jim X...
bankerlerin bir toplantısında
sıkılmıştı onların bahtsızlık hikâyelerinden,
Onların aşırı namuslu görünmelerinden
ve sanki iki tane yelek giyiyorlarmış gibi gösteren
yeleklerinin iç kenarı etrafında bulunan
o küçük beyaz kenarlardan sıkılmıştı,
Onlara Dürüst Denizci’nin Hikâyesi’ni anlattı.
Kıdemli kilise yöneticileri gibi otururlarken
Onların saygın görünmelerinden sıkılmaktaydı,
Müdürler, holding şirketlerle iş yapanlar,
Kenar mahallelerde mülk sahibi, kiliselerin papaz yardımcıları,
Nam-ı diğer en yüksek rütbedeki tefeciler,
tefecilerin en haslarının hası,
İstihdam tedarikçileri, sızlanmaktalar paylarına düşen yüzde 20'den
ve zor zamanlardan,
Ve Brezilya tahvillerinin
(Güney Amerika tahvillerinin) değersizleşmesinden,
Ve üretici olan banka binalarına
yeni banka binalarına yapılan yatırımlar hariç
bütün yatırımların genel olarak belirsizliğinden,
Ve ciroyu yükseltmek adına değil,
Puroları biterken
ağızlarını seğirtme tarzlarından sıkılmışken,
Şöyle dedi Jim X...:
Bir zamanlar yoksul ve dürüst bir denizci varmış, çok içermiş,
Cehennem bir herifmiş, kavgacıymış, ayyaşmış, ve
En sonunda içki O’nu hastanelik yapmış,
Ve ameliyat etmişler O’nu, ve kadın koğuşunda yeni bir çocuk
Doğurmuş yoksul bir fahişe de varmış orada, gemiciyi
Dikerlerken, ve gemici kendisine geldiğinde
Çocuğu getirmişler O'na, ve demişler ki
“Bak! İşte senin içinden çıkardığımız şey bu”.

Ve bakmış çocuğa, ve iyileşmiş,
Ve hastaneyi terk ettiğinde bırakmış içkiyi,
Ve yeterince iyi hissettiğinde kendini
yazılmış başka bir gemiye
Ve biriktirmiş ücretini,
Ve sürdürmüş ücretini biriktirmeyi,
Ve satın almış geminin bir hissesini,
ve en sonunda da hisselerin yarısını,
Sonra bir gemi satın almış
ve zamanla buharlı gemilerden bir filosu olmuş,
Ve çocuğu okutmuş,
ve çocuk kolejde okurken,
Yaşlı gemici yeniden fenalaşmış
ve doktorlar O’nun ölmekte olduğunu söylemiş,
Ve çocuk gelmiş yatağın kenarına
ve yaşlı denizci demiş ki:
“Evlat, üzgünüm ki daha fazla dayanamayacağım,
“Gençsin daha.
“Sana bırakıyorum so-rumlu-lukları.
“Keşke sen olgunlaşana dek biraz daha bekleyebilsem,
“İşi devralman için biraz daha olgunlaşana dek...”
“Fakat, baba,
“Yapma, benim hakkımda kaygılanma, ben iyiyim,
“Fakat senin hakkında konuşalım, baba”.
“Aynen böyle, evlat, söylediğin gibi.
“Bana baba dedin, ve baban değilim ben.
“Baban değil ben, değilim,
“Baban değilim ben fakat senin annenim ben”, dedi O,
“Baban İstanbul’da zengin bir tüccardı”.

Ezra Pound (1885-1972, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

Çevirenin notları:
(1*) Arena romana: Kuzey İtalya’da, Verona kentindeki Roma Arenası.
(2*) Diocletian: 284-305 yılları arasında yaşamış Roma İmparatoru.
(3*) les gradins: basamaklar
(4*) quarante-trois rangées en calcaire: kireç taşından yapılmış kırk üç sıra
(5*) Dazlak Bacon: Amerikalı iş adamı Francis Bacon.
(6*) centavo: Küba'da bakır kuruş
(7*) Nicholas Castano: muhtemelen Kübalı bir banker.
(8*) Guarda regia: Kral muhafızı
(9*) 24 Doğu 47inci: New York’ta bir adres
(10*) Pollon d'anthropon iden: Bir çok insanın kentini (ve düşüncesini) tanıdı. (Odysseia’dan I, 3) .
(11*) Hermes: Roma Mitolojisi’nde tanrıların elçisi (ve hırsızların tanrısı) .
(12*) angelos: elçi; melek.
(13*) Habitat cum Quade: Quade ile birlikte oturur. Pound 1918 tarihli “Pavannes et Divisions” bahseder kendisinden.
(14*) nemo obstabat: kimse engellemedi bunu.
(15*) e tot lo sieu aver: ve bütün mal varlığı
(16*) undsoweiter: vesaire

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 25.2.2010 12:56:00
Hikayesi:


Canto XII by Ezra Pound And we sit here under the wall, Arena romana, Diocletian's, les gradins quarante-trois rangées en calcaire. Baldy Bacon bought all the little copper pennies in Cuba: Un centavo, dos centavos, told his peons to 'bring 'em in.' 'Bring 'em to the main shack,' said Baldy, And the peons brought 'em; 'to the main shack brought 'em,' As Henry would have said. Nicholas Castano in Habana, He also had a few centavos, but the others Had to pay a percentage. Percentage when they wanted centavos, Public centavos. Baldy's interest Was in money business. 'No interest in any other kind uv bisnis,' Said Baldy. Sleeping with two buck niggers chained to him, Guardia regia, chained to his waist To keep 'em from slipping off in the night; Being by now unpopular with the Cubans; By fever reduced to lbs. 108. Returned to Manhattan, ultimately to Manhattan. 24 E. 47th, when I met him, Doing job printing, i.e., agent, going to his old acquaintances, His office in Nassau St., distributing jobs to the printers, Commercial stationery, and later, insurance, Employers' liability, odd sorts of insurance, Fire on brothels, etc., commission, Rising from 15 dollars a week, Pollon d'anthropon iden, Knew which shipping companies were most careless; where a man was most likely To lose a leg in bad hoisting machinery; Also fire, as when passing a whore-house, Arrived, miraculous Hermes, by accident, Two minutes after the proprietor's angelos Had been sent for him. Saved his people 11,000 in four months on that Cuba job, But they busted, Also ran up to 40,000 bones on his own, Once, but wanted to 'eat up the whole'r Wall St.' And dropped it all three weeks later. Habitat cum Quade, damn good fellow, Mons Quade who wore a monocle on a wide sable ribbon. (Elsewhere recorded) . Dos Santos, José Maria dos Santos, Hearing that a grain ship Was wrecked in the estuary of the Tagus, Bought it at auction, nemo obstabat, No one else bidding. 'Damn fool! ' 'Maize Spoiled with salt water, No use, can't do anything with it.' Dos Santos. All the stuff rotted with sea water. Dos Santos Portuguese lunatic bought it, Mortgaged then all his patrimony, e tot lo sieu aver, And bought sucking pigs, pigs, small pigs, Porkers, throughout all Portugal, fed on the cargo, First lot mortgaged to buy the second lot, undsoweiter, Porkers of Portugal, fattening with the fulness of time, And Dos Santos fattened, a great landlord of Portugal Now gathered to his fathers. Did it on water-soaked corn. (Water probably fresh in that estuary) Go to hell Apovitch, Chicago aint the whole punkin. Jim X... in a bankers' meeting, bored with their hard luck stories, Bored with their bloomin' primness and the little white rims They wore around inside the edge of their vests To make 'em look as if they had on two waistcoats, Told 'em the Tale of the Honest Sailor. Bored with their proprieties, as they sat, the ranked presbyterians, Directors, dealers through holding companies, Deacons in churches, owning slum properties, Alias usurers in excelsis, the quintessential essence of usurers, The purveyors of employment, whining over their 20 p. c. and the hard times, And the bust-up of Brazilian securities (S. A. securities) , And the general uncertainty of all investment Save investment in new bank buildings, productive of bank buildings, And not likely to ease distribution, Bored with the way their mouths twitched over their cigar-ends, Said Jim X...: There once was a pore honest sailor, a heavy drinker, A hell of a cuss, a rowster, a boozer, and The drink finally sent him to hospital, And they operated, and there was a poor whore in The woman's ward had a kid, while They were fixing the sailor, and they brought him the kid When he came to, and said: 'Here! this is what we took out of you.' An' he looked at it, an' he got better, And when he left the hospital, quit the drink, And when he was well enough signed on with another ship And saved up his pay money, and kept on savin' his pay money, And bought a share in the ship, and finally had half shares, Then a ship and in time a whole line of steamers; And educated the kid, and when the kid was in college, The ole sailor was again taken bad and the doctors said he was dying, And the boy came to the bedside, and the old sailor said: 'Boy, I'm sorry I can't hang on a bit longer, 'You're young yet. I leave you re-sponsa-bilities. 'Wish I could ha' waited till you were older, 'More fit to take over the bisness...' 'But, father, 'Don't, don't talk about me, I'm all right, 'It's you, father.' 'That's it, boy, you said it. 'You called me your father, and I ain't. 'I ain't your dad, no, 'I am not your fader but your moder,' quod he, 'Your fader was a rich merchant in Stambouli.'

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy