Onur BİLGE
“Zikrim,
Kalbim, günde kaç kere kanla yıkanıyor? Damarlarım kaç kere? Her nefeste ciğerlerim kaç kere havalandırılıyor? Kaç kere nefes alıp veriyorum? Kaç kere adını söylüyorum, yalnızken fısıl fısıl, değilken sessiz sedasız ama mütemadiyen? Saymak imkânsız! Bilmek imkânsız! Bildiğim bir şey varsa ruhumun ruhunla karışıp durduğu… Ne kadarı bana ait, ne kadarı sana? Bazen kendimi sen sanıyorum. Tuhaf ama gerçek!
Dünyamın renkleri farklıydı, seni gördükten sonra senin renklerine boyandı. Sanki giysilerinin renkleri oldu hâkim renk, etrafımda, hayalimde, içimde… O ilk günkü ıslaklığın hep gözlerimin önünde, gözlerimde, kirpiklerimde, yanaklarımda… Bazen camlarda buğu, bazen alnımda ter, çoğu zaman da gözlerimde nem… Kimi zaman süzülerek iki sıra yol bulmakta, aşağıya doğru, bazen de dışarıya çıkamayıp içime akmakta…
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum